Ampirik Yasalarla Toplumu Germek...
14:56:04
Kapı Kapı Dolaşan ve Dayanaksız Bir Şekilde Korku Salan Deprem Bilimcilere Sus! Artık Diyecek Biri Yok mu?
Şimdi çıkar birileri bilim insanına “sus!" denir mi diyebilir…
Evet denilir. Ortada bilim yoksa, “sus!" denilir.
Bu kafayla ülkeye ne yatırımcı gelir ne sporcu ne de turist…
Emlakta rant ekonomisi zaten almış başını gidiyor…
Bu arada bazı kişiler popüler olmanın keyfini sürdürmeye çalışıyor…
Bir kısmı da popülarite sayesinde siyaseten bir yer kapmanın peşinde…
Aslında bunların – pek çoğunun – yaptığı yurtdışı kaynaklardan bulduklarını bize aktarmak…
Bizim – bazı – profesörlerden başka bu işi bu şekilde ayağa düşüren de yok…
Örneğin;
Birleşik Devletler Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS), depremlerin daha önce hiç tahmin edilmediğini kategorik olarak belirtmektedir. Web sitelerinde şöyle yazıyor: “Ne USGS ne de diğer bilim insanları şimdiye kadar büyük bir depremi tahmin etmedi. Nasıl olacağını bilmiyoruz ve öngörülebilir gelecekte de bilmeyi beklemiyoruz. USGS bilim insanları yalnızca belirli bir bölgede belirli bir yıl içinde önemli bir depremin meydana gelme olasılığını hesaplayabilirler"
Buffalo Üniversitesi‘nde profesör ve deprem mühendisliği uzmanı olan Michel Bruneau Associated Press‘e yaptığı açıklamada, “Hâlâ ortalamalar yapabilirsiniz. Hâlâ istatistik yapabilirsiniz. Küçük, orta ve büyük depremler arasındaki dönüş periyodunun ne olduğunu söyleyebilir ve ardından tüm bunlar üzerinden istatistiksel analiz yapabilirsiniz." diyor ve ekliyor, “Bilim insanları depremleri tahmin etmek için mümkün olan her yöntemi denediler. Hiç kimse bunu çözüp inandırıcı bir tahminde bulunamadı,"
USGS‘den sismolog Susan Hough, verdiği demeçte tahmin iddialarının, gerçekleşmiş gibi görünen “dağınık ifadeler ve tahminler" için dikkat çekme girişimleri olduğunu söyledi. “Yani, evet, durmuş bir saat günde iki kez doğruyu gösterir," diyor.
Bu, belirli bölgelerde deprem meydana gelme olasılığının tahmin edilemeyeceği ve buna göre hazırlık yapılamayacağı anlamına gelmiyor. Türkiye’deki bölge, üç tektonik plakanın birleştiği, sık sık sismik faaliyetlerin yaşandığı bir yer.
“Türkiye bilinen bir deprem bölgesi. Bu fayları biliyoruz, bu büyüklükte depremlerin mümkün olduğunu biliyoruz," diye ekledi Hough ve ihtiyacın tahminlere odaklanmak değil, hazırlıklı olmak olduğunu vurguladı.
Çok Bilinen Fay: San Andreas
USGS diyor ki: “Güney Kaliforniya’daki San Andreas Fayı üzerinde bilinen sadece iki büyük tarihi deprem vardır; en sonuncusu 1857’de, ondan önce de 1812’de meydana gelmiştir. Tarihi depremler arasında yaklaşık 45 yıl varken, son depremden bu yana yaklaşık 160 yıl geçmiş olması, fayın düzenli ritmi olan bir saat gibi davranmadığını göstermektedir. Tarihi bilgiler depremlerin zamanlamasında bir düzen olup olmadığını belirlemek için yeterli veri sağlamamaktadır…"San Andreas Fay Zonu‘nun farklı bölümlerine ilişkin paleosismik verilerin tümü bize bazı bölümlerin ortalamayı geçmiş ya da önemli bir deprem için “gecikmiş" gibi göründüğünü söylemektedir. Ancak bu veriler tahminlerde bulunmak için kullanılamaz: depremleri, bir sonraki depremin tam olarak nerede olacağını, büyüklüğünün ne olacağını ya da tam olarak ne zaman olacağını bilecek kadar iyi anlamıyoruz.
Alanında dünyanın en iyileri bu kadar mutevazı yorumlar yaparken sizler kimsiniz kardeşim atarken mangalda kül bırakmıyorsunuz?..
Bu kişilerin konu hakkındaki gelişmeleri iyi takip ettiğine de ihtimal vermek zor…
Öncü Japon sismolog Fusakichi Omori, 1894 yılında, gün başına düşen artçı şok sayısında zamanla yavaş ve logaritmik bir azalma olduğunu gözlemlemiş ve sizler orada takılıp kalmışsınız…
Aynı ampirik yasa, en büyük artçı şokun büyüklüğünün ana şokunkinden bir puan daha düşük olacağını öngörmektedir: Ancak saat 13:24’te meydana gelen 7.5 büyüklüğündeki ikinci deprem, 1894’ten bu yana dünya çapında binlerce deprem için istatistiksel olarak doğrulanmış olan modele kıyasla farklıdır: bu bir artçı deprem değil, ikinci bir depremdir. Birincisi: çünkü büyüklüğü çok fazla. İkincisi: kendisini takip eden artçı şok dalgasının şeklinden de anlaşılacağı üzere, Doğu-Anadolu Fayı’na 45° açıyla yönelmiş gibi görünen bir fay üzerinde meydana gelmiş olmasıdır.
Demek ki doğanın mekaniği öyle sizin zannettiğiniz, topluma anlattığınız gibi tıkır tıkır çalışan bir düzende değil…
Bunu Herkes Biliyor
Türkiye bir deprem alanıdır, daha önce olduğu gibi yine depremler olacaktır ve tedbir alınması şarttır…
Bunu söylemek için bilim de şart değil…
Ama görünen o ki birileri bu işin üzerinden ‘Rock Yıldızı‘ olmaya çalışıyor…
Tedbir almanın yolu toplumun zaten bozulmuş olan psikolojisinin iyice bozulmasından geçmemeli…
Sorumluluğunuzu bilin…
Sorumluluk almak yalan yanlış bilgileri papağan gibi topluma ve yöneticilere dayatmak değil…
Sizler toplumu uyarmıyor topluma korku salıyorsunuz…
Bilimsel – varsa – sınırınızı bilin…
Deprem olacak demek işin en kolay yanı, tamam da bunu bile bilimsel sırnırlarınızı aşmadan yapmanız gerekir…
Bilim insanlarının aklından her geçeni söyleyerek toplumu huzursuz etmek gibi lüksü de yoktur…
Hele ki ortada pozitif bir bilim dalı yoksa…
Vatandaş Bilimi – 9 Mart 2023