D ünyada nüfus artışının çoğu Afrika ve Asya’daki şehirlerde yoğunlaşacak. 2020’den 2025’e kadar ortalama yıllık büyüme oranı açısından dünyanın en hızlı büyüyen 20 şehrini sıralamak için Birleşmiş Milletlerden alınan verilere bakıldığında dünyanın en hızlı büyüyen şehirlerinin çoğu Afrika’da bulunuyor – aslında, 20 şehirden 17’si bu kıtada, 20 şehirden dördü Nijerya’da.

Birçok ülke yüksek doğum oranlarını koruduğundan, nüfus artışı tüm kıtada hızla artıyor. Dünya Bankası‘na göre , Sahra Altı Afrika’da 2019 doğurganlık oranı (kadın başına doğum) 2.4 küresel doğurganlık hızına kıyasla, 4.6 idi.

Nijerya’nın ekonomisi büyük ölçüde petrole dayanmaktadır ve bu da ülkenin Afrika’daki en güçlü ekonomilerden biri haline gelmesine neden olmuştur. Bu, yüksek doğum oranı ve bunun sonucunda ortaya çıkan genç nüfusla birleştiğinde, ülkeye güçlü ve yükselen bir iş gücü kazandırdı.

Ancak Nijerya’daki nüfus artışı hem bir ödül gibi hem de bir lanet. Ekonominin başarısı, diğer faktörlerin yanı sıra, kırsaldan kente aşırı göçle sonuçlandı. Kırsal alanlardan bu toplu göç, daha az çiftçiliğe yol açtı, bu da ülkenin artık temel gıda maddelerini yüksek bir maliyetle ithal etmesi gerektiği anlamına geliyor.

Mozambik’te Tete ve Quelimane sırasıyla %5,56 ve %5,14 büyüyor. Ülkenin pandemi nedeniyle daralmalarla karşılaştıktan sonra güçlü bir ekonomik büyüme yaşaması bekleniyor. Tahminler, Mozambik ekonomisinin 2022 yılına kadar %4 büyüyeceğini yönünde.

Hızlı Büyümenin Etkileri
En hızlı büyüyen 20 şehrin tümü ya Afrika’da ya da Asya’da bulunuyor ve örneğin Avrupa gibi diğer kıtalarda büyümeyi çok geride bırakıyorlar.

2050 yılına kadar Sahra Altı Afrika 2 milyara yakın insana ev sahipliği yapacak ve yaklaşık yarısı 25 yaşın altında olacak. Bu muazzam bir iş gücü, yenilik ve büyüme için fırsatlar anlamına geliyor. Aslında, pandemi sürecinde Afrika, hem geleneksel hem de yeni sektörlerdeki dijital ilerlemelerden yararlanmaya çoktan başladı bile.

Çin, kıtadaki altyapı projelerine yaptığı çok sayıda yatırımın kanıtladığı gibi, Afrika’ya gözünü dikti. Ek olarak, NATO ülkeleri son zamanlarda Çin’in etkisine karşı koymak için Afrika’ya benzer miktarlarda yatırım yapma taahhüdünde bulundular.

Ekonomik potansiyele rağmen, artan şehir büyüklükleri bu ülkelerden bazıları için sorunlu olabilir. Kirlilik, aşırı kalabalık ve yüksek yaşam maliyetleri gibi kitlesel kentleşmeyle ilgili sorunlara uyum sağlamaları gerekecek.

Nüfus patlamaları, muazzam ekonomik büyümeye, daha büyük (ve daha genç) bir çalışan nüfusa ve büyüyen bir yerel tüketici pazarına yol açabilir. Sözü edilen şehirler hızla genişlemeye devam ettikçe ve insanlar Afrika ve Asya’da büyüyen mega şehirlere akın etmeye devam ettikçe, göz atmaya değer önemli bir ekonomik değişimin başlangıcını temsil edebilir.

Okuduğunuz için teşekkürler. Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…