e-BİLGİ

Sürü Bağışıklığı Şart mı?

suru-bagisikligina-ihtiyaci-olanlar

Başkalarını da Düşünmek Gerekiyor...

S ürü bağışıklığı, nüfusun belirli bir oranı aşılama veya enfeksiyon yoluyla bir virüse karşı bağışıklık kazandığında ortaya çıkar. Bu şekilde, bağışık bireyler, bağışık olmayanların korunmasına da yardımcı olur. Sürü bağışıklığı, bulaşıcı bir hastalıktan dolaylı korunma için başkalarına güvenmek zorunda kalan toplumdaki birçok insan için önemlidir. Örnek vermek gerekirse; şu anda COVID-19 aşısı için uygun olmayan 12 yaşın altındaki çocuklar, kanser hastaları ve organ nakli yapılan kişilerin yanı sıra bağışıklık sistemi zayıflamış çocuklar sayılabilir…

Bu nedenle, “Aşı olmazsam bundan ‘canı yanacak’ tek kişi benim" iddiası geçerli bir söylem değildir.

Evet, aşı olmama kararının sadece o kararı veren kişiyi etkilediği iddiası yanlıştır. Birçok ülke, bir topluluk koruması – sürü bağışıklığı – elde etmek için mümkün olduğu kadar çok insanı aşılamayı amaçlar. Sürü bağışıklığı, nüfusun belirli bir kısmı aşılama veya enfeksiyon yoluyla bir virüse karşı bağışıklık kazandığında ortaya çıkar. Bu olduğunda, bağışık bireyler, bağışık olmayanların korunmasına da yardımcı olur.

Bu önemlidir, çünkü toplumda sürü bağışıklığı yoluyla dolaylı koruma için başkalarına ihtiyacı olan ve onlara güvenmek zorunda kalan birçok insan vardır. Dikkate değer bir örnek, şu anda COVID-19 aşısı için uygun olmayan ya da aşıya erişim imkanı olmayan 12 yaşın altındaki çocuklardır. Çocuklar yetişkinler kadar sık ​​hastalanmaz veya hastaneye yatırılmaz, ancak belirli bir kısmı ciddi şekilde hastalanır. Ve bazıları da ne yazık ki yaşamını kaybediyor. Ayrıca, Delta varyantının yayılmasıyla birlikte araştırmacılar, çocukların daha yüksek oranda hastaneye kaldırıldığını gözlemledi. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri tarafından hazırlanan bir rapor, dört yaş ve altı çocukların hastaneye yatış oranlarında on kat artış olduğunu tespit etmiş durumda. 

Toplumda dolaylı korumaya güvenen bir diğer kesimde zayıflamış bağışıklık sistemine sahip olan kişilerdir. Bu grup arasında kanser hastaları ve organ nakli yapılan kişiler de bulunmaktadır. Bu kişiler aşılanabilseler de, bağışıklığı baskılanmayan sağlıklı bir kişinin sahip olacağı aşının tüm faydalarına sahip olamazlar.

Kısacası, sürü bağışıklığı işe yarıyor – bu, kızamık ve çocuk felci gibi bir zamanlar yaygın olan çocukluk hastalıklarını ortadan kaldıran aşı kampanyalarının başarısıyla zaten örneklenmiş bir olgudur.

Bazıları, bulaşma ve enfeksiyonu önlemede %100 etkili olmadığı için COVID-19 aşılarının faydasını bilinçsiz bir şekilde sorguluyor. Hiçbir aşının, hatta kızamık ve çocuk felci aşılarının bile %100 etkili olmadığını bilmek ve bunu akılda tutmak önemlidir. Bu aşıların halk sağlığı için önemli bir fayda sağlaması için aşıların %100 etkili olmasının gerekli olmadığını  da akıldan çıkarmamak gerekir.

COVID-19 aşıları, toplumdaki savunmasız bireyleri enfekte etme olasılığını azaltmanın yanı sıra, bireylerin hastaneden uzak kalmasına da yardımcı olur. İsrail ve Birleşik Krallık’tan gelen raporlar, COVID-19 aşılarının, Delta varyantı karşısında bile, ciddi hastalık ve hastaneye yatışlara karşı yüksek düzeyde etkili olduğunu gösteriyor. İsrail sağlık bakanlığından alınan veriler, iki doz Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısının hastaneye yatmaya karşı %88 ve ağır hastalıklara karşı %91 etkili olduğunu gösterdi. Benzer şekilde Birleşik Krallık’ta, İngiltere Halk Sağlığı tarafından yapılan bir analiz, iki doz Pfizer-BioNTech aşısının hastaneye kaldırılmaya karşı %96, Oxford-AstraZeneca aşısının iki dozunun ise hastaneye yatmaya karşı %92 etkili olduğunu göstermiştir.

Bu önemsiz bir katkı değil. Hastanede bakım gerektiren çok sayıda COVID-19 hastası dünyanın çeşitli yerlerinde sağlık sistemine yük bindirerek aşırı baskı oluşturuyor. Bu durum diğer hastalıklardan tedavi görmesi gerekenlere de gerekli hizmetin verilememesine neden oluyor. Örneğin, ABD’de COVID-19 nedeniyle hastaneye yatışların çoğunluğunu aşılanmamış kişiler oluşturuyor. 40 eyaletten elde edilen veriler, tam aşılı kişilerin hastaneye yatışların %5’inden azını oluşturduğunu göstermektedir.

Genel olarak, elde edilen verilere bakıldığında, eğer daha fazla insan aşı yaptırmaya karar vermiş olsaydı, sağlık sistemleri üzerindeki baskının ve bununla ilişkili olumsuz sonuçların önlenebileceği gün gibi ortadadır.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…
error: İçerik korunmaktadır !!