e-BİLGİ, e-HABER

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS)

abd-jeolojik-arastirmalar-kurumu-usgs

Şüpheli Durumlarda Ek Analiz...

17:19:48

Rize’de Yaşanan Deprem USGS Kayıtlarında Listelenmedi

USGS‘in (Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırmalar Kurumu) Türkiye’deki, özellikle Rize gibi bir bölgede gerçekleşen küçük veya orta büyüklükteki bir depremi tespit edememesinin birkaç nedeni olabilir:

1. Sismograf Ağı Yoğunluğu

*USGS, dünya çapında geniş bir sismograf ağına sahiptir, ancak bu ağın yoğunluğu her bölgede aynı değildir. Türkiye’nin doğusunda veya Karadeniz kıyılarında, sismograf yoğunluğu daha düşük olabilir.
*USGS‘in öncelikli odak alanı genellikle Amerika ve çevresidir. Diğer ülkelerdeki küçük ölçekli depremler, yerel sismik ağların verilerine dayanarak analiz edilir.

2. Veri Kaynağı ve Yöntem Farklılıkları

*Türkiye’deki depremler genellikle AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) ve KOERI (Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü) tarafından izlenir. Bu kurumlar, bölgesel ve yerel sismograf ağlarından veri toplar.
*USGS‘in algılayamadığı bir deprem, yerel ağların daha hassas olması nedeniyle bu kurumlar tarafından tespit edilmiş olabilir.

3. Karadeniz Bölgesi’nin Sismik Özellikleri

*Karadeniz bölgesi, Türkiye’nin diğer bölgelerine kıyasla daha az sismik aktivite gösterir. Rize gibi yerlerdeki depremler genellikle lokal fay hatlarına bağlıdır ve büyük çaplı olmayabilir.
*Küçük ölçekli depremler, USGS‘in öncelik listesinde olmayabilir.

4. Jeopolitik ve Teknik Nedenler

*USGS, öncelikle ABD’nin güvenlik ve bilimsel çıkarlarına hizmet eder. Bazı bölgelerde (örneğin, ABD’ye stratejik olarak uzak alanlarda) daha düşük veri doğruluğu olabilir.
*Ayrıca, belirli bölgelerdeki yerel ağlarla veri paylaşımı sınırlı olabilir, bu da USGS’in hassasiyeti üzerinde etkili olabilir.

Sismik ağlar, bir sarsıntının kaynağını analiz ederken, fay kaynaklı bir deprem ile bir patlatma (örneğin, maden patlatması veya askeri bir patlama) gibi insan kaynaklı sarsıntıları genellikle farklı algılayabilir ve ayırt edebilir. Bunun temelinde yatan birkaç faktör vardır:

1. Sarsıntı Dalgalarının Türü

Depremler ve patlamalar farklı türde sismik dalgalar üretir:
*Depremler: Fay hareketleri sırasında genellikle P (Primer) ve S (Sekonder) dalgalar oluşur. Bu dalgaların yayılma hızları ve yüzeye ulaştıklarındaki frekans yapıları karakteristiktir.
*Patlamalar: Genelde sadece P dalgaları oluşturur ve enerji, patlama merkezinden eşit şekilde yayılır. S dalgalarının eksikliği, patlamaların ayırt edilmesinde önemli bir işarettir.

2. Dalgaların Yönlülüğü ve Yayılımı

*Deprem dalgaları, genellikle fayın geometrisine bağlı olarak yönlü bir şekilde yayılır. Yani, enerjinin yayılması tekdüze değildir ve bu, kaynağın bir faydan geldiğini gösterir.
*Patlamalarda enerji, patlama merkezinden neredeyse simetrik bir şekilde yayılır.

3. Frekans İçeriği

*Depremler düşük frekanslı sinyaller içerir, çünkü büyük kaya kütleleri hareket eder.
*Patlamalar yüksek frekanslı sinyallere sahiptir, çünkü bu olayda ani ve yoğun bir enerji salınımı olur.

4. Odak Derinliği

*Fay kaynaklı depremler genellikle belirli bir derinlikte (örneğin, birkaç kilometre ila onlarca kilometre) oluşur.
*Patlamalar, yüzeye yakın veya yüzeyde meydana gelir. Bu nedenle, kaynağın derinliği de ayrım yapmaya yardımcı olur.

5. Şüpheli Durumlarda Ek Analiz

Bazı durumlarda, sadece sarsıntı dalgalarına bakarak bir olayın deprem mi yoksa patlama mı olduğunu anlamak zor olabilir. Bu durumda:
*Yapay Zekâ ve Modelleme: Dalga formlarının detaylı analizi yapılır.
*Yerel Bilgi: Örneğin, bölgede bir maden veya askeri tatbikat olup olmadığı kontrol edilir.
*Artçı Depremler: Fay kaynaklı depremler genelde artçılar üretir. Patlamalar ise genelde tekil bir olaydır.

Örnek: Nükleer Testler ve Depremler
Nükleer testler, sismik dalgalarıyla tespit edilebilir ve genellikle P dalgalarının simetrik yayılımı ve S dalgalarının eksikliğiyle tanımlanır. Örneğin, Kuzey Kore’nin yaptığı yeraltı nükleer testleri bu yöntemle belirlenmiştir.

Sonuç olarak sismik ağlar yalnızca “sarsıntıya" bakmaz; dalga formları, frekans yapısı, yönlülük ve odak derinliği gibi detaylı özellikleri analiz ederek bir sarsıntının doğal mı yoksa insan kaynaklı mı olduğunu ayırt edebilir. Bu sayede, patlamalar ve depremler bilimsel olarak ayrılabilir.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…

Etiketler: , , ,
error: İçerik korunmaktadır !!