e-BİLGİ, e-HABER

ABD’de Göçmenlik Karşıtı Değişim

abdde-gocmenlik-karsiti-degisim

Hukukun Üstünlüğü ve Sosyal Düzensizlikle İlgili Endişeler...

12:46:41

Kamuoyu Yoklamaları, Yıllardır Süregelen Göçmenlere Sıcak Bakma Eğiliminin Tersine Döndüğünü Gösteriyor

Çok sayıda kamuoyu yoklaması Amerikan halkının göçmenlik konusuna soğuk baktığını, Demokrat seçmenlerin bile Donald Trump‘ın toplu sınır dışı etme önerilerine daha fazla ilgi gösterdiğini ortaya koyuyor…

Bu durum, halkın on yıllardır göçmenlere yönelik sempati ve takdirinin artması yönündeki eğiliminin tersine dönmesi anlamına geliyor. Gallup‘a göre 2024 yılı, 2005’ten bu yana ilk kez halkın çoğunluğunun daha az göç istediği bir yıl olacak ve bu yıl, 2001’de yüzde 58’inin bunu söylemesinden bu yana göçe direnç gösteren Amerikalıların en büyük oranına işaret ediyor. Ve bu değişimler parti çizgileri arasında gerçekleşiyor: Gallup en son kamuoyu raporunda göçün azaltılması isteğinin Cumhuriyetçiler arasında 15 puan, bağımsızlar arasında 11 puan ve göçü en çok destekleyen grup olan Demokratlar arasında 10 puan arttığını belirtiyor.

Axios‘un Nisan ayında yaptığı bir ankete göre Demokratların yüzde 42’si belgesiz göçmenlerin toplu sınır dışı edilmesini destekliyor. Diğer anketler de halkın ruh halinde göçmen karşıtı bir değişim olduğunu ortaya koyuyor.

Gallup‘un 1960’lardan bu yana sürdürdüğü uzun vadeli izleme anketi, göç oranlarının artmasını ya da aynı kalmasını isteyen Amerikalıların oranında daha genel bir düşüş olduğunu gösteriyor. Buna karşılık, göçü azaltmak isteyen Amerikalıların oranı yükselişe geçti: 2020’de yüzde 28 olan en düşük noktadan, Amerikalıların yüzde 55’i artık bu şekilde düşünüyor.

Göçmenlik karşıtı bu değişim, son birkaç on yıldır genel Amerikan konsensüsü göçmenler lehine hareket ederken bile gerçekleşiyor. Örneğin Pew Araştırma Merkezi verilerine göre 1994 yılında Amerikalıların yüzde 63’ü göçmenlerin ülke için bir “yük" olduğuna inanırken, sadece yüzde 31’i göçmenlerin ülkeyi güçlendirdiğini söylüyordu.

2019 yılına gelindiğinde ise bu dinamikler tersine dönmüştü: Amerikalıların yüzde 62’si göçmenlerin ülke için bir değer olduğuna inanırken, sadece yüzde 28’i yük olduğunu düşünüyordu. Şimdi, halkın göçmenlik konusunda sağa kaydığı görülürken, politikacılar da buna uygun hareket ediyor. Biden ve Kongre’deki Demokratlar sağa doğru bir dönüş yaparken, ilk kampanyasını göçmenleri (özellikle de beyaz olmayan göçmenleri) şeytanlaştırmak üzerine kuran Trump da Biden yönetiminin göçmen politikasına yönelik sürekli saldırılarını artırdı.

Peki, Amerikan halkının göçmenler ve göçmenlik konusundaki soğuyan ruh halini ne açıklıyor? Basit cevaplar olmasa da, anketörler ve göç araştırmacıları kabaca üç teoriye ayrılabilecek birkaç açıklama sunuyor. İlk teori, seçilmiş yetkililerin – özellikle Cumhuriyetçilerin ve daha spesifik olarak Trump‘ın – rolünü merkeze alıyor. Cumhuriyetçiler iktidarı bırakıp muhalefet moduna geçtikçe, dikkatleri Amerikan kimliğine yönelik bir tehdit olarak göçmenliğe yeniden odakladılar.

Diğer uzmanlar ise ekonominin, özellikle de enflasyonun ve halkın “kıtlık zihniyetinin" daha fazla Amerikalıyı göçe karşı eleştirel hale getirdiğini savunuyor. Halk ekonominin iyiye gittiğini ve her şeyin bol olduğunu hissettiğinde, bu zenginliği paylaşmaya daha açık oluyor. Ancak pandemi sonrası enflasyonun yükseldiği dönemde olduğu gibi, insanlar ekonominin zayıf olduğunu düşündüklerinde, Amerikalılar yabancılarla paylaşma konusunda daha tereddütlü hissediyor.

Üçüncü bir grup ise göçmen karşıtlığının hukukun üstünlüğü ve sosyal düzensizlikle ilgili endişelerden kaynaklandığını savunuyor. Bu teori, pandemi sonrası suç oranlarındaki artışın, toplumdaki düzensizliğin medyada daha fazla yer almasıyla birleştiğinde, Amerikalıların güvenlik ve yaşam kalitesiyle ilgili daha fazla endişe duymasına yol açtığını ve bu endişelerin daha sonra sınıra ve sınırı belgesiz geçmeye çalışan insanlara da uygulandığını ileri sürmektedir.

British Columbia Üniversitesi‘nde göç üzerine çalışan siyaset bilimci Matthew Wright, üçüncü bir tamamlayıcı açıklama öneriyor: Pandemi döneminde suç oranlarındaki artış ve Biden döneminde sınır geçme girişimlerindeki artışın yol açtığı “kanun ve düzen" politikalarına yönelik yenilenmiş bir kamuoyu arzusu. Pandemi sırasında göç oranlarındaki durgunlukla karşılaştırıldığında, son üç yılda sınır geçişlerindeki artış, federal ve yerel yetkililerin yönetebildiklerini aşan, eşi benzeri görülmemiş bir durumdu.

Bu hacim, sınırda, sınır topluluklarında ve birçok sığınmacının taşındığı büyük şehirlerde dramatik sahnelere neden oldu. Wright, Amerikalıların önemli bir kısmının yasadışı göç, sığınmacılar ve genel olarak göçü kamusal düzensizlik duygusuyla birleştiren çelişkili duygular hissettiğini öne sürüyor. Genel olarak göçmenlere sempati duymak ile kamu güvenliği, düzeni ve hukukun üstünlüğü konusunda endişe duymak arasında kalıyorlar. Ve sınırla ilgili duygularını suç ve yönetişimle ilgili tutumlarıyla birleştiriyorlar.

Wright, “İnsanların nelerden endişe duydukları konusunda, bu rakamları ve bu eğilimleri okuduğumda, esas olarak yasadışı göçten ve esas olarak sınırdan endişe duyduklarını görüyorum" diyor. “İnsanların ülkelerinin bir sınırı olmadığı, sınırın uygulayabileceğimiz bir şey olmadığı fikrinden ciddi şekilde rahatsız oldukları söylenebilir."

Gallup anketi aynı zamanda buradaki değişen duyarlılığa dair bazı ipuçları da veriyor: 2023’te Amerikalıların yüzde 47’si, göçmenlerin ABD’deki suçları kötüleştirdiğine inandığını söyledi; bu oran 2019’da yüzde 42’ydi. 

Özellikle yasadışı göç konusunda kişisel olarak “büyük ölçüde" endişelendiğini söyleyen Amerikalıların oranı da 2020’den bu yana istikrarlı bir şekilde artarak Mart 2020’de yüzde 32’den bu yılın Mart ayında yüzde 48’e yükseldi. Wright‘a göre bu bulgular, göçmenlik konusundaki görüşlerin karışık olduğunu gösteren diğer kamuoyu yoklamalarını tamamlıyor.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…
Etiketler: ,