Burnuna Saç Kurutma Makinesi Üflemenin Virüsü Öldürüp Öldüremeyeceğini Sormuş...
17:24:20
Birleşik Krallık COVID Soruşturması: Boris Johnson Virüs Tehdidini Hafife Aldığını Söyledi
İngiltere’nin eski başbakanı Boris Johnson Çarşamba günü koronavirüs krizini ele alış biçimiyle ilgili en açık özrünü dileyerek hükûmetinin çok kayıtsız kaldığını ve virüsün yarattığı riskleri başlangıçta hafife aldığını söyledi…
Birleşik Krallık’ın pandemiyi ele alış biçimine ilişkin resmi bir soruşturmaya katılan Johnson, alınan tüm kararların sorumluluğunu üstlendiğini ve on yıllardır yaşanan en büyük sağlık kriziyle mücadele ederken hükûmetin beceriksizliği, arkadan bıçaklaması ve kadın düşmanlığı gibi hususların soruşturmada yer almasının ardından halkın öfkesini anladığını söyledi.
Johnson, COVID-19’un ilk olarak “ufukta beliren bir bulut" olarak ortaya çıktığını, İngiltere’de 230.000’den fazla kişinin ölümüne ve milyonlarca kişinin de hastalanmasına yol açan bir “tayfun" olmadığını söyledi.
Başlangıçta Johnson, ölüm tahminlerine inanmadığını ve hükûmetin kilit bilimsel danışma grubunun tutanaklarını, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana sivil özgürlüklere yönelik en büyük baskıya yol açan sonuçlarına rağmen sadece birkaç kez okuduğunu söyledi.
İki gün sürecek duruşmanın başında Johnson, “Kurbanların ve ailelerinin duygularını anladığımı ve acı, kayıp ve ıstırap için derinden üzgün olduğumu söyleyebilir miyim?" dedi.
2019-2022 yılları arasında üç yıl boyunca başbakanlık yapan Johnson, kendisinin ve diğer yetkililerin, İngiltere’de çoğu insanın evde kalmaya zorlandığı 2020 ve 2021 yıllarında Downing Street’teki alkol dolu toplantılarda hazır bulunduğuna dair raporlar da dahil olmak üzere bir dizi skandalın ardından utanç içinde istifa etmişti.
Soruşturma kapsamında, Johnson‘ın kilitlenme konusundaki isteksizliği ve bilim karşısında kafasının nasıl karıştığına dair zarar verici ifadeler dinlendi.
Johnson‘ın bir noktada burnuna saç kurutma makinesi üflemenin virüsü öldürüp öldüremeyeceğini sorduğu ve halkın korkularını yatıştırmak için canlı yayında kendisine COVID-19 enjekte edilmesini önerdiği söyleniyor.
Eski başbakan, 2020’nin başında bir tecrit uygulamak için çok uzun süre bekleyip beklemediği ve bunun İngiltere’nin pandemiden dünyanın en yüksek ölü sayılarından biriyle sonuçlanmasına neden olup olmadığı konusunda tekrarlanan sorularla karşı karşıya kaldı.
Johnson, bakanlar ve yetkililer arasında nasıl müdahale edileceği konusunda sürekli ve çelişkili tartışmalar yaşandığını ve üst düzey bakanlardan oluşan kabinesinin halkın hareketlerine kısıtlama getirme konusunda kendisinden daha isteksiz olduğunu söyledi.
Soruşturmaya karanlıkta, duruşma başlamadan üç saatten fazla bir süre önce geldi ve COVID-19’dan ölenlerin bazılarının ailelerinden kaçtı ve meslektaşlarına ikinci bir tecrit emri vermektense insanların çok sayıda öldüğünü görmeyi tercih edeceğini söylediği iddiaları üzerine Johnson ile yüzleşmek istediler.
Oturumun başlangıcı, soruşturma başkanı tarafından uyarılan ve bazı durumlarda ayrılmaları emredilen protestocular tarafından kesintiye uğratıldı.
Bazı yaslı COVID ailelerini temsil eden avukat Aamer Anwar, Johnson‘ın “ölümcül bir cezasızlık, beceriksizlik kültürü" yönettiğini ve insanlara “zehirli atık" gibi davrandığını söyledi.
Soruşturma kapsamında hükûmetin eski baş bilimsel danışmanı Patrick Vallance’ın Ekim 2020’de günlüğüne Johnson‘ın yeni bir karantina emri vermek yerine virüsün yayılmasına izin vermek istediğini yazdığı kanıtlandı.
Dominic Cummings ve Eddie Lister gibi diğer üst düzey danışmanlar da Johnson‘ın “bırakın cesetler yığılsın" dediğini iddia ediyor.
Johnson, soruşturmaya gösterilen yetkililer arasında gönderilen küfürlü mesajların liderliğinin işlevsiz olduğu anlamına gelmediğini söyledi. Ancak pandemi sırasında ekibinde daha fazla kadın olsaydı daha iyi çalışabileceğini itiraf etti.