Genetik Araştırmalar İçin En Çok Çalışılan Hayvanlar...
02:00:07
Bilim İnsanları ‘Bakire Doğum’ Yapabilen Meyve Sinekleri Üretti…
Bilim insanları Cuma günü yaptıkları açıklamada, genetik mühendisliği ile bir erkeğe ihtiyaç duymadan yavru yapabilen dişi meyve sinekleri geliştirdiklerini ve böylece bir hayvanda ilk kez “bakir doğum" gerçekleştirildiğini belirttiler…
Current Biology dergisinde yer alan bir başka ilk çalışmada, sineklerin yavrularının da çiftleşmeden doğum yapabildiği ve bu özelliğin nesilden nesile aktarılabileceği gösterildi.
Partenogenez olarak da adlandırılan bakir doğum, hayvanlar aleminde nadirdir ancak duyulmamış bir şey değildir.
Kertenkele ve kuşlar gibi bazı yumurtlayan hayvanların dişileri, genellikle yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde, erkek bulunmadığında çiftleşmeden doğum yapabilmektedir.
Cambridge Üniversitesi‘nden yapılan açıklamada, “Bilim insanları ilk kez, genellikle cinsel yolla üreyen bir hayvanda, yani meyve sineği Drosophila melanogaster’de bakire doğumu tetiklemeyi başardılar" denildi.
Bilim insanları geçen ay Kosta Rika’daki bir hayvanat bahçesinde bulunan ve daha önce hiçbir erkeğin yanına yaklaşmamış olan dişi bir timsahın, içinde tamamen oluşmuş bir fetüs bulunan bir yumurta yumurtladığını ve bunun sürüngenler için kaydedilen ilk bakire doğum olduğunu açıkladı.
Eşeyli üreme genellikle bir dişinin yumurtasının bir erkeğin spermi tarafından döllenmesini içerir. Ancak partenogenezde dişi yumurtayı kendi başına bir embriyoya dönüştürür.
İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi‘nde araştırmacı olan ve yeni çalışmanın başyazarı Alexis Sperling, basına verdiği demeçte, evcil peygamberdevesinin doğumundan bu yana bakire doğumları incelemek istediğini söyledi.
Bu fenomenin genetik bir nedenini bulmaya çalışan Sperling ve ABD merkezli birkaç araştırmacı, meyve sineği Drosophila melanogaster üzerinde deney yapmaya karar verdi.
Normal olarak eşeyli üreyen bu sinek, genetik araştırmalar için en çok çalışılan hayvanlardan biridir, yani yüzyılı aşkın bir bilgi birikiminden yararlanabilirlerdi.
Ekip ilk olarak başka bir meyve sineği olan Drosophila mercatorum’un iki türünün genomlarını diziledi. Bu türlerden biri yalnızca bakire doğum yoluyla çoğalırken, diğeri bir erkeğe ihtiyaç duyuyor.
Araştırmacılar daha sonra bakir doğumların arkasındaki genleri saptamak amacıyla sonuçları karşılaştırdı.
Daha sonra Drosophila melanogaster’in genlerini, yakın akrabasında gördükleriyle eşleşecek şekilde manipüle ettiler.
Sperling sonucun “tamamen partenogenetik sinekler olduğunu ve bunun kendini çok sevindirdiğini" söyledi.
Altı yıl süren araştırmaya 220.000’den fazla meyve sineği katıldı.
Genetiği değiştirilmiş sineklerin erkeklere erişimi olsaydı, normal şekilde üreyeceklerdi.
Ancak izolasyon altında tutulanların yüzde bir ila ikisi, yaşamlarının yaklaşık yarısında – yaklaşık 40 gün – bir erkek görmekten vazgeçmiş ve bakire bir doğum yapmış gibi görünüyor.
Bakire doğumların hepsinde olduğu gibi hepsi dişi olan yavruları da aynı oranda kendi yavrularına sahip oldu.
Sperling, meyve sinekleriyle ilgili verilerin zenginliği ve partenogenezin incelenmesinin oldukça zor olması nedeniyle bu başarının başka bir hayvanda elde edilmesinin neredeyse imkansız olduğunu söyledi.
İnsanlar da dahil olmak üzere memeliler zaten bakire doğum yapamazlar çünkü üremeleri için spermden belirli genlerin alınması gerekir.
Ancak Sperling, son timsah keşfine işaret ederek, muhtemelen şu anda bilinenden daha fazla hayvanın bakire doğum yapabildiğini söyledi.
Ve bakire doğumların bir türü devam ettirmek için “son bir çaba" olduğu düşünülse de, bu teorinin kanıtlanmadığını söyledi.
İngiltere’deki Southampton Üniversitesi‘nde araştırmacı olan ve çalışmaya katılmayan Herman Wijnen, “partenogenezin, eş bulamayan dişiler için bir yedek strateji olarak cinsel olarak üreyen bir türde nasıl evrimleşebileceğini gösterdiği için heyecan verici olduğunu" söyledi.
“Meyve sineğinde manipüle edilen genler insanlarla paylaşılan genlerdir, ancak sineklerde ve insanlarda erken gelişim arasında önemli farklılıklar vardır."