08:46:44

Bilim İnsanları Dinozorlardan Çok Önce Yaşamış ‘İçi Dışı Bir, Bacaksız, Başsız Mucizeyi’ Ortaya Çıkardı

Yeni bir araştırmaya göre bilim insanları, iyi korunmuş yumuşak dokuya sahip 444 milyon yıllık “içi dışı bir" fosilin iki örneğini buldu. Çoğu fosilin aksine, yaratığın kasları ve bağırsakları taşa dönüşen eski tortu içinde korunmuş…

Güney Afrika’daki Cape Town’ın 402 kilometre kuzeyinde bulunan fosil, 26 Mart’ta Papers in Palaeontology dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, oksijen bakımından fakir sularda yaşamış olabilecek yeni bir çok parçalı eklembacaklı türü.

Araştırmacılar yeni türe Keurbos susanae adını verirken, fosile de keşfedenin annesinin adı olan “Sue" lakabını taktılar.

İngiltere’deki Leicester Üniversitesi‘nde paleontolog olan başyazar Sarah Gabbott yaptığı açıklamada, “Sue içi dışı bir, bacaksız, başsız bir mucize" dedi. “Dikkat çekici bir şekilde, iç kısımları mineralize bir zaman kapsülü: kaslar, sinirler, tendonlar ve hatta bağırsaklar hayal edilemez ayrıntılarla korunmuş. Yine de dayanıklı kabuğu, bacakları ve kafası kayıp -440 milyon yıl önce çürümeyle kaybolmuş."

Araştırmacılar fosilleri, iyi korunmuş yumuşak dokulara sahip fosiller üretmesiyle bilinen Soom Şeylinde 20 yıldan daha uzun bir süre önce buldular. Başka örnekler de bulmayı umuyorlardı, ancak bu türe ait fosillerin oldukça nadir olduğu ortaya çıktı. Sue‘nun içinde korunduğu silt, kil ve çamur, oksijeni düşük ancak çözünmüş, asidik hidrojen sülfür oranı yüksek bir okyanusun altında, eski bir deniz tabanında birikmiştir -bu da K. susanae’nin düşük oksijenli bir ortama adapte olmuş olabileceğini düşündürmektedir.

Sue, soğuk sıcaklıkların ve buzul ilerlemesinin deniz türlerinin yaklaşık %85’ini ortadan kaldırdığı Geç Ordovisyen kitlesel yok oluşuna (443 milyon yıl önce) kadar uzanmaktadır.

Araştırmacılar halen K. susanae gibi fosillerdeki yumuşak dokuların Soom Şeylinde nasıl korunduğunu anlamaya çalışıyor. Fosilleşmiş kaslarda yaygın olarak bulunan bir bileşik olan kalsiyum fosfat gibi kil mineralleri de bir rol oynamış olabilir. Öte yandan, Soom Şeyli’nde korunan türlerin kabukları ve dış iskeletleri muhtemelen asidik okyanusta çözünmüştür.

K. susanae örneği ters çevrilerek fosilleştirildiği için, bilim insanları türün evrimsel geçmişinden veya aynı döneme ait diğer fosillerle nasıl karşılaştırılacağından henüz emin değiller.

Gabbott yaptığı açıklamada, “Artık onun ilkel bir deniz eklembacaklısı olduğundan eminiz, ancak kesin evrimsel ilişkileri sinir bozucu bir şekilde anlaşılması zor olmaya devam ediyor" dedi. Fosilin segmentli gövdesi, bir tür uzuvları olduğunu gösteriyor -ancak Sue‘yu bilinen fosil türleriyle karşılaştırmak için dış iskeletin bir kısmının korunmuş olduğu bir örnek gerekiyor.

Ekip, Gabbott ve meslektaşlarının Sue‘yu buldukları alanın yakın zamanda taş ocağı faaliyetleri nedeniyle gömüldüğünü, bu nedenle aynı türün bacakları ya da kafası sağlam başka örneklerini bulmalarının pek olası olmadığını söyledi.

Gabbott, “Her zaman yeni örnekler bulmayı umuyordum, ancak 25 yıllık araştırmadan sonra bu fosil yok denecek kadar az bulunuyor -bu yüzden daha fazla dayanamayacağım" dedi. “Özellikle de geçenlerde annem bana ‘Sarah, eğer bu fosile benim adımı vereceksen, ben toprağa girip fosilleşmeden önce bunu yapsan iyi olur’ dedi."

Gabbott, “iyi korunmuş bir örnek" olduğu için fosile annesinin adını verdiğini söyleyerek şaka yaptı. Ancak asıl nedenin “annem her zaman beni mutlu edecek bir kariyer yapmam gerektiğini söylerdi -bu ne olursa olsun. Benim için bu, kayaları kazmak, fosilleri bulmak ve sonra da onların nasıl yaşadıklarını, Dünya’daki eski yaşam ve evrim hakkında bize neler anlattıklarını anlamaya çalışmak."

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…