e-BİLGİ, e-HABER

Deprem Tahmincileri ve Önlemler

deprem-tahmin-spekulasyonlari-ve-onlemler

Bir Deprem Tahmini 3 Unsuru Tanımlamalıdır...

01:00:00
Dünya Bankası 2021 Aralık raporuna göre, Türkiye’de yaklaşık 6,7 milyon konut binasının 465 milyar dolar maliyetle güçlendirme veya yeniden inşa edilmesi gerekiyor…

Depremleri önceden tahmin edebilir misiniz?
Hayır! Bilim insanları şimdiye kadar büyük bir depremi önceden tahmin etmedi. Tahminin nasıl yapılacağı bilinmiyor ve öngörülebilir bir gelecekte nasıl yapılabileceğinin bilinmesi de beklenmiyor. Ciddi bilim insanları ‘sadece’ belirli bir bölgede belirli bir yıl içinde önemli bir depremin meydana gelme ‘olasılığını’ hesaplayabilirler…

Deprem Tahminleri olasılıklar gibidir ancak daha kısa zaman pencereleri içindir ve bu terim genellikle artçı şoklara uygulanır. Büyük bir depremden sonra, tipik olarak daha az sıklıkta ve zaman içinde daha küçük olan artçı depremler meydana gelir. Artçı şok dizilerinin çoğu aynı modeli izler, bu nedenle bir depremi takip eden bir zaman penceresinde bir artçı şok olasılığı belirlenebilir. Bu olasılıklar 30’da 1’den daha büyük olabilir.

Ancak ülkemizde yaşanan son depremde olduğu gibi doğa bazen aynı modeli izlemeyebiliyor – ikinci depremi öngörebilen bir yerbilimci yoktu. İşte o zaman bu tip tahminler, örneğin at yarışı sonucunu tahmin etmeye çalışan bir tahmincinin başarısının ötesine geçemiyor. Bilim veriyle yapılır, elimizde tüm veriler olmadan tahmin yapmak sadece “olasılık hesabı" kapsamına girer. Olasılıklar üzerinden yola çıkarak ve haliyle acele edilerek – çünkü tahminler havalarda uçuşuyor – yanlış uygulamalara girişmeden önce ‘gerçekten yürütülebilecek‘ bir plan dahilinde hareket edilmesi gerekiyor.

Örneğin İstanbul’un durumunu ele alalım; Bugün ‘eski binaların’ hangisinden örnek alınırsa çürük raporu verildiği bilinen bir gerçek – yeni binalardan da çürük raporu gelebilir. Bir binanın sakinlerinin ortak karar alması ise ortalama bir seneyi buluyor. Ardından inşaat süresi – proje, ruhsat vb. ile beraber – nereden bakılsa ‘en kısa’ iki sene sürüyor. Yani en mükemmel senaryoda bile toplamda üç seneden bahsediyoruz. İstanbul’un bir çok yerinde kiralar on bin liradan başlıyor. Kat maliklerine kira yardım bedeli ise İstanbul’da 1.5000₺ diğer illerde 1,150₺. O da sadece 14 ay boyunca! En mükemmel senaryoda bile 36 ay sürecek olan projenin günümüz ekonomik şartlarında sıradan vatandaşın altından kalkabileceği mesele değildir. Ayrıca yerlerinden edilen kat maliklerinin geçici de olsa – 36 ay diyelim – deprem açısından güvenli bir konutta yaşama olasılığı çoğunluk için sıfıra yakındır! Peki o süreçte vatandaşın başına depremle ilgili olumsuz bir durum gelirse bunun sorumlusu kim olacaktır? Konuyu vatandaş açısından uygun hale getirmeden atılacak her adım konu hakkında daha büyük kaosa yol açabilir. Telaş içerisinde kararlar vermek yerine, daha sakin kalarak her yanıyla ölçülüp biçildikten sonra uygulamaya geçmek şart gibi görünüyor.

Deprem Olasılıkları, belirli bir zaman aralığında belirli büyüklükte bir depremin meydana gelme olasılığını uzun vadeli olarak tanımlar. Çoğu deprem olasılığı tarihsel olayların ortalama oranından belirlenir. Yıllık oranın sabit olduğu varsayılırsa, önümüzdeki şu kadar yıl içinde böyle bir olayın olma olasılığı hakkında bir olasılık ifadesinden söz edilebilir. Bu olasılıklar 30’da 1 ile 300’de 1 arasında değişebilir.

Bazı faylar için tarihsel olaylar mevcut değildir, ancak fay boyunca kayma oranı tahmin edilebilir. Belirli bir büyüklük varsayıldığında, gerekli kayma miktarının birikmesi için geçecek yıl sayısı tahmin edilebilir. Bu tahmin yıllık bir oran vermek için kullanılabilir ve tarihsel oranlarla aynı şekilde kullanılabilir. Bu olasılıklar 300’de 1 ile 3000’de 1 arasında değişebilir.

Bir deprem tahmini 3 unsuru tanımlamalıdır: 1)Tarih ve Saat, 2) Yer ve 3) Büyüklük.

Evet, bazı insanlar depremleri tahmin edebileceklerini söylüyorlar, ancak işte bu ifadelerinin yanlış olmasının nedenleri:

Bilimsel kanıtlara dayanmazlar ve depremler bilimsel bir sürecin parçasıdır. Örneğin, depremlerin bulutlarla, bedensel ağrı ve sızılarla ya da sümüklü böceklerle hiçbir ilgisi yoktur.

Bir öngörü için gerekli olan üç unsuru da tanımlamazlar.
Tahminleri o kadar geneldir ki, her zaman buna uyan bir deprem olacaktır; örneğin, (a) Önümüzdeki 30 gün içinde ABD’de bir yerde M4 depremi olacak. (b) Bugün ABD’nin batı kıyısında M2 büyüklüğünde bir deprem olacak.

Tahminlerine uzaktan uyan bir deprem meydana gelirse, tahmin ettikleri unsurlardan biri veya daha fazlası gerçekte meydana gelenden çılgınca farklı olsa bile başarılı olduklarını iddia ederler, bu nedenle aslında bu başarısız bir tahmindir.

Tahminler – bilim insanı olmayanlar tarafından – genellikle yakın gelecekte bir depremin habercisi olduğu düşünülen bir şey olduğunda sosyal medyada dolaşıma girmeye başlar. Sözde öncü genellikle küçük depremler, yerel suda artan radon miktarı, hayvanların olağandışı davranışları, orta büyüklükteki olaylarda artan büyüklükler veya bir ön şok olabileceğini düşündürecek kadar nadir görülen orta büyüklükte bir olaydır.

Ne yazık ki, bu tür öncülerin çoğu genellikle bir depremi takip etmeden meydana gelir, bu nedenle gerçek bir öngörüde bulunmak mümkün değildir. Bunun yerine, bilimsel bir temel varsa, olasılıksal terimlerle bir tahmin yapılabilir.

Çin’de birkaç on yıl önce küçük depremlere ve olağandışı hayvan faaliyetlerine dayanarak bir deprem tahmini yapılmıştı. Birçok insan evlerinin dışında uyumayı tercih etti ve böylece ana deprem gerçekten meydana geldiğinde ve yaygın yıkıma neden olduğunda kurtuldu. Ancak bu tür sismik aktiviteleri nadiren büyük bir deprem takip eder ve ne yazık ki çoğu depremin hiçbir öncül olayı yoktur. Çin’de meydana gelen bir sonraki büyük depremin hiçbir öncüsü yoktu ve binlerce insan öldü.

Akılcı olan, çabaları kısa vadeli tahminleri gerçekleştirmeye çalışmak yerine, deprem tehlikelerinin uzun vadede azaltılmasına ve yapıların güvenliğinin artırılmasına yardımcı olmaya odaklanmaktır.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…
error: İçerik korunmaktadır !!