e-BİLGİ, e-HABER, e-SAĞLIK

Diş Çürüklerine Kök Hücre Tedavisi Yolda

dis-curuklerine-kok-hucre-tedavisi-yolda

Evrimle İnşa Edilen Her Şey Gibi Onun da Pek Çok Kusuru Vardır...

01:05:27

Bilim insanları diş çürüklerini kök hücrelerle düzeltmek istiyor…
Doğal mineyi yeniden büyütmek dolgudan daha iyi olacaktır.

İnsan vücudu harikulade bir şeydir. Ancak evrimle inşa edilen her şey gibi onun da pek çok kusuru vardır. Dişleri düşünün. Köpekbalıkları yaşamları boyunca yeni dişler çıkarırken, yetişkin insanlar 60 yıl veya daha uzun süre dayanması gereken bir diş setine sahip olurlar…

Bu zor bir durum. Yoksulluk, şeker açısından zengin diyetler ve kötü hijyen kombinasyonu, dünya çapında 2,5 milyar insanın diş çürümesinden muzdarip olduğu anlamına geliyor; ağızda yaşayan bakteriler tarafından üretilen asit, bir dişin dışını kaplayan sert mineyi yiyor. Bu da daha fazla hasara neden olan ağrılı enfeksiyonlara kapı açabilir. Çürük bir kez oluştuğunda, diş hekiminin yapabileceği tek şey boşluğu yapay bir tıkaçla, yani dolguyla doldurmaktır.

Ancak Cell‘de yayımlanan bir makalede, Washington Üniversitesi’nde kök hücre biyoloğu olan Hannele Ruohola-Baker ve meslektaşları olası bir alternatif sunuyor. Kök hücreler, kendilerini vücuttaki herhangi bir başka hücre türüne dönüştürme kapasitesine sahip hücrelerdir. Araştırmacılara göre bu protean hücreleri kullanarak diş minesini doğal yollarla yeniden oluşturmak yakında mümkün olabilir.

İlk adım diş minesinin tam olarak nasıl üretildiğini bulmaktı. Bu oldukça zordur, çünkü ameloblast olarak bilinen mine yapıcı hücreler, bir kişinin yetişkin dişlerinin büyümesi bittikten kısa bir süre sonra kaybolur. Bu sorunu aşmak için araştırmacılar, tıbbi ya da doğal yollarla düşük yapılmış insan fetüslerinden alınan doku örneklerine yöneldi. Bu tür dokular bol miktarda işleyen ameloblast içerir.

Araştırmacılar daha sonra mine üreten hücrelerde hangi genlerin özellikle aktif olduğunu kontrol etti. Diş minesi çoğunlukla kalsiyum fosfattan yapılır ve kalsiyuma bağlanmak üzere tasarlanmış proteinleri kodlayan genler özellikle meşguldü. Ayrıca odontoblast adı verilen başka bir hücre türünü de değerlendirdiler. Bunlar, dış minenin altında yer alan başka bir sert doku türü olan dentini üreten genleri ifade eder.

Dr. Ruohola-Baker ve meslektaşları daha sonra bu bilgiler ışığında kök hücrelerin ameloblastlara dönüşmeye ikna edilip edilemeyeceğini kontrol etti. Ekip, işleyen ameloblastlarda ifade edildiğini bildikleri genleri aktive etmek için tasarlanmış bir ilaç kokteyli tasarladı. Bu, tasarlanmış ameloblastların doğal türle aynı proteinleri ortaya çıkarmasıyla işe yaradı. Farklı bir kokteyl ise kök hücreleri odontoblast olmaya itti.

Hücreleri bir araya getirerek araştırmacıların organoid adını verdikleri, petri kabında biyolojik bir organı taklit eden bir doku küresi oluşturuldu. Organoidler mutlu bir şekilde minenin kimyasal bileşenlerini üretti. Her iki hücre tipine de sahip olmak çok önemli görünüyordu: ameloblastların yanında odontoblastlar bulunduğunda, mine proteinlerini kodlayan genler tek başına ameloblastlara göre daha güçlü bir şekilde ifade edildi.

Şimdilik bu çalışma, yakın bir tıbbi tedavinin prototipi olmaktan çok bir kavram kanıtı niteliğinde. Dr Ruohola-Baker, bir sonraki adımın, sonunda klinik deneylere başlamak amacıyla mine üretimini daha da artırmaya çalışmak olduğunu söylüyor. Umut, bir gün ekibin organoidlerinin tıbbi versiyonlarının, bir hastanın çürümüş dişlerini yenilemek için biyolojik implant olarak kullanılabilmesidir.

Kök hücre temelli tedaviler klinik deneylere giden tek tedavi yöntemi değil. Bir başka tedavi sınıfı da biyomimetik onarım olarak biliniyor. Bu, insan minesine benzeyen ancak tam olarak aynı olmayan sentetik proteinler kullanılarak diş tacının yeniden inşa edilmesini içerir. Kök hücre tedavilerinin aksine, proteinler diş macunu, gargara ve hatta öksürük damlalarına dahil edilebilir. Ancak sentetik formülasyonlar insan minesinden daha az dayanıklı olabilir.

Her iki teknolojinin de kliniğe ulaşması zaman alacaktır. Kök hücre türevi ameloblastlar tarafından yapılan minenin ne kadar dayanıklı olduğu da ayrı bir soru. Bir diğer soru ise kök hücrelerin hastanın ağzına en iyi nasıl ulaştırılacağıdır. Ancak bu bulgular umut verici. Her diş hekiminin size söyleyeceği gibi, önleme tedaviden daha iyidir. Ancak yine de daha iyi bir tedavi memnuniyetle karşılanacaktır.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…
Etiketler: , ,
error: İçerik korunmaktadır !!