23:05:31

DSÖ Çin’deki şiddetli COVID raporları konusunda “çok endişeli"…

Dünya Sağlık Örgütü Başkanı, ülkenin “sıfır COVID" politikasını büyük ölçüde terk etmesinin ardından Çin genelinde artan şiddetli koronavirüs hastalığı raporlarından “çok endişe duyduğunu" söyledi ve geciken aşılama oranının çok sayıda savunmasız insanın enfekte olmasına neden olabileceği konusunda uyardı.

Çarşamba günü düzenlenen basın brifinginde DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, BM ajansının “sahadaki durumun kapsamlı bir risk değerlendirmesini yapmak için" Çin’deki COVID-19 şiddeti, özellikle de hastane ve yoğun bakım ünitesi kabulleri hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacı olduğunu söyledi.

Tedros, “DSÖ, Çin’de artan ciddi hastalık raporlarıyla birlikte gelişen durumdan büyük endişe duymaktadır" dedi. Tedros, COVID ölümlerinin küresel zirveden bu yana %90’dan fazla düşmesine rağmen, pandeminin sona erdiği sonucuna varmak için virüs hakkında hala çok fazla belirsizlik olduğunu da sözlerine ekledi.

Bazı bilim insanları, Çin’de COVID-19’un kontrolsüz bir şekilde yayılmasının yeni varyantların ortaya çıkmasını teşvik edebileceği ve bunun da pandemiyi kontrol altına almak için küresel olarak kaydedilen ilerlemeyi ortadan kaldırabileceği konusunda uyardı.

DSÖ acil durum şefi Dr. Michael Ryan, “Aşılama Omicrondan çıkış stratejisidir" dedi.

Ryan, Çin’deki patlayan vaka artışının yalnızca ülkenin kısıtlayıcı politikalarının çoğunun kaldırılmasından kaynaklanmadığını ve COVID-19’un henüz görülen en yüksek bulaşıcı varyantı olan Omicronun bulaşmasını durdurmanın imkansız olduğunu söyledi.

Çin’de 60 yaş üstü insanlar arasındaki aşılama oranlarının diğer birçok ülkenin gerisinde kaldığını ve Çin yapımı aşıların etkinliğinin yaklaşık %50 olduğunu söyledi.

Ryan, “Bu, Çin kadar büyük bir nüfusta, bu kadar çok savunmasız insan varken yeterli koruma değil" dedi. Ryan, Çin’in son haftalarda insanları aşılama kapasitesini önemli ölçüde arttırdığını ancak bunun yeterli olup olmayacağının belirsiz olduğunu da sözlerine ekledi.

Çin bugüne kadar, yerel olarak üretilen aşılardan daha etkili olduğu kanıtlanmış olan Batı yapımı mRNA aşılarına izin vermeyi reddetti. Pekin, Çin’de yaşayan Almanlar için BioNTech-Pfizer aşısının bir sevkiyatının ithal edilmesine nihayet izin vermeyi kabul etti.

Ryan, “Önümüzdeki bir ya da iki hafta içinde ikinci dalganın etkisini ve sağlık sistemi üzerindeki yükü gerçekten hafifletecek yeterli aşılamanın yapılıp yapılamayacağı sorusu ortada duruyor" dedi.

Tedros gibi o da DSÖ‘nün şiddetli hastalık ve hastaneye yatışların boyutu hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını söyledi, ancak COVID-19’dan etkilenen neredeyse tüm ülkelerin bu tür gerçek zamanlı verileri paylaşmakta zorlandığını kaydetti.

Ryan ayrıca Çin’in COVID ölümleri tanımının çok dar olduğunu öne sürerek, ülkenin bunu solunum yetmezliği çeken insanlarla sınırladığını söyledi.

Ryan, “COVID’den ölen insanlar, enfeksiyonun ciddiyeti göz önüne alındığında, birçok farklı – organ – sistem arızasından ölüyor" dedi. “Dolayısıyla, COVID’den ölüm teşhisini, testi pozitif çıkan ve solunum yetmezliği yaşayan kişilerle sınırlamak, COVID ile ilişkili gerçek ölüm oranını çok düşük gösterecektir."

Örneğin İngiltere gibi ülkeler, herhangi bir COVID ölümünü, virüs testinin pozitif çıkmasından sonraki 28 gün içinde ölen biri olarak tanımlıyor.

Küresel olarak, neredeyse her ülke COVID ölümlerinin nasıl sayılacağı ile boğuşuyor ve resmi rakamların büyük bir eksik tahmin olduğuna inanılıyor. Mayıs ayında DSÖ, dünya çapında yaklaşık 15 milyon koronavirüs ölümü olduğunu tahmin etti; bu rakam 6 milyonluk resmi sayının iki katından fazla.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…