13:45:57

Amerikan Kalp Derneği e-sigaralar hakkında daha fazla araştırma yapılması çağrısında bulundu…

Amerikan Kalp Derneği’nin derneğin amiral gemisi Circulation dergisinde yayımlanan yeni bilimsel açıklamasına göre, araştırmalar e-sigara kullanımının sağlık risklerini giderek daha fazla ortaya koyuyor ve e-sigaraların kalp ve akciğerler üzerindeki uzun vadeli etkileri hakkında daha fazla çalışmaya ihtiyaç var…

“Elektronik Sigara ve Elektronik Sigara Ürünlerinin Kardiyopulmoner Etkisi" başlıklı yeni bilimsel bildiri, en son kullanım verilerini ve trendlerini detaylandırmakta, mevcut sağlık etkilerini tanımlamakta, e-sigaralarla ilgili mevcut temel ve klinik bilimsel kanıtları vurgulamakta ve e-sigara kullanımının kısa ve uzun vadeli sağlık etkilerini daha iyi anlamak için araştırma öncelikleri önermektedir.

E-sigara olarak da bilinen elektronik sigara ürünleri, akciğerlere solunan bir aerosol oluşturmak için sıvı bir çözeltiyi veya e-sıvıyı ısıtan pille çalışan sistemlerdir. Çoğu e-sıvı formülasyonu, olumsuz sağlık etkilerinin yanı sıra güçlü bağımlılık yapıcı özelliklere sahip olduğu tespit edilmiş olan nikotin sağlar. Ürünler aynı zamanda başka maddeler de içerebilir; en yaygın olarak esrarın psikoaktif unsuru olan tetrahidrokanabinol (THC), metamfetamin, metadon veya vitaminler. Sıvılar ayrıca çözücü görevi gören ve bir su aerosolü veya buharı oluşturan nemlendiriciler (propilen glikol ve bitkisel gliserol gibi higroskopik taşıyıcılar), aroma maddeleri, mentol gibi soğutma maddeleri ve tatlandırıcılar ile ısıtma bobininden çıkan metaller ve diğer kimyasalları da içerir.

“E-sigaralar vücuda, muhtemelen kullanıcı tarafından bilinmeyen veya anlaşılmayan kimyasallar ve diğer bileşikler de dahil olmak üzere potansiyel olarak zararlı olan çok sayıda madde verir. Nikotin içeren e-sigaraların, kan basıncı ve kalp atış hızındaki artışlar da dahil olmak üzere çeşitli hemodinamik ölçümlerde akut değişikliklerle ilişkili olduğunu gösteren araştırmalar vardır. Ayrıca, nikotin bulunmadığında bile, e-sigaralardaki bileşenlerin, özellikle aroma maddelerinin, hayvanlarda kalp ve akciğer hastalıkları ile ilişkili riskleri bağımsız olarak taşıdığını gösteren araştırmalar da vardır. E-sigaraların olumsuz etkileri, in vitro çalışmalarda ve piyasada bulunan ürünlerdeki kimyasallara maruz kalan bireyler üzerinde yapılan çalışmalarda gösterilmiştir."

Jason J. Rose, M.D., M.B.A., tıp doçenti ve inovasyon ve hekim bilimi geliştirme dekan yardımcısı, Baltimore’daki Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi

Yazım komitesi, “E-sigara veya Vaping ürün kullanımı ile İlişkili Akciğer Hasarı" (EVALI) klinik tanısının önemine işaret etmektedir. EVALI, ilk olarak 2019 yılında ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri tarafından bir yıldan kısa bir süre içinde e-sigara kullanıcıları arasında yaklaşık 2.800 hastaneye yatış meydana geldiğinde bir durum olarak kabul edildi. Açıklamada bu durum, e-sigaraların riskleri ve içerikleri konusundaki bilgi eksikliğini vurgulayan bir örnek olarak gösteriliyor. EVALI hastaneye yatışları vakasında, E vitamini asetat, hastalığa neden olması muhtemel bileşen olarak gösterilmiştir. Bu madde bazı e-sigara likitlerinde kıvam arttırıcı bir madde olarak kullanılmaktadır.

E-sigaraların kalp krizi ve felçler üzerindeki spesifik etkisini ölçen çalışmalar sınırlıdır. E-sigara kullanımına ilişkin araştırmaların çoğu, geleneksel sigara da kullanmış veya kullanmakta olan kişiler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, büyük anket çalışmaları kalp krizi ve felç geçirme sıklığı düşük olan genç yetişkinlere odaklanmıştır. Yazım komitesi, halihazırda kardiyovasküler hastalığı olan kişiler de dahil olmak üzere, her yaştan e-sigara kullanıcısı üzerinde daha uzun vadeli çalışmalara ihtiyaç olduğunu belirtmektedir.

Tütün ve Sağlığın Yetişkin Nüfus Değerlendirmesi (PATH) çalışmasının yakın tarihli bir analizi, katılımcıların çalışmaya kaydolduğu sırada eski veya mevcut e-sigara kullanımı ile sonraki iki yıl içinde olay solunum yolu hastalığı (kronik obstrüktif akciğer hastalığı / KOAH, kronik bronşit, amfizem veya astım) gelişimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki buldu. 2013’te başlayan ve devam eden bir çalışma olan PATH Çalışması, Ulusal Sağlık Enstitüleri ve ABD Gıda ve İlaç İdaresi tarafından üstlenilen ilk büyük tütün araştırma çabalarından biridir.

Açıklamada atıfta bulunulan diğer çalışmalar, 2010 yılından bu yana e-sigara kullanmış veya kullanmakta olan kişilerin sayısında hızlı bir artış olduğunu ve bu kullanıcıların çoğunun mevcut veya eski geleneksel sigara içicileri olduğunu göstermektedir. Buna ek olarak, 2016 yılı itibariyle, Davranışsal Risk Faktörü Gözetim Sistemi‘nden elde edilen veriler, ABD’de daha önce hiç yanıcı sigara içmemiş yaklaşık 1,2 milyon yetişkinin şu anda e-sigara kullandığını göstermiştir.

Yazım komitesi, e-sigaraların gençler, özellikle de lise ve ortaokul öğrencileri arasında en yaygın kullanılan tütün ürünü olduğunun bildirildiğini belirtmiştir. Bildiride, e-sigara kullanan her 4 gençten neredeyse 3’ünün sadece aromalı e-sigara ürünleri kullandığını bildirdiğini gösteren verilere atıfta bulunulmaktadır. Açıklamaya göre, gençlerin bu yüksek kullanım oranı, bu ürünlerin kısa ve uzun vadeli sağlık etkilerinin değerlendirilmesini kritik hale getiriyor.

“Gençler genellikle bu ürünlerde bulunan aromaların cazibesine kapılmakta ve e-sigara kullanımından nikotin bağımlılığı geliştirebilmektedir. Gençlerin e-sigaraların zararlı olmadığını düşünmeleri konusunda önemli endişeler var çünkü bu ürünler yaygın olarak bulunmakta ve hiç tütün ürünü kullanmamış birçok insanı içeren bir yaş grubuna pazarlanmaktadır" dedi. “E-sigara kullanımının uzun vadeli riskleri bilinmemektedir, ancak kronik kullanım riskleri yanıcı sigaralar gibiyse veya riskler azalsa da hala mevcutsa, bunları onlarca yıl boyunca gözlemleyemeyebiliriz. Aynı derecede endişe verici olan bir diğer husus da, araştırmaların e-sigara kullanan bazı gençlerin diğer tütün ürünlerini kullanmaya devam ettiğini ve e-sigara kullanımı ile madde kullanım bozuklukları arasında bir korelasyon olduğunu göstermesidir."

Aromalı e-sigara yasakları etkili mi?
Yanıcı sigara içmenin yerleşik, yüksek sağlık riskleri göz önüne alındığında, e-sigara ürünleri sigara bırakma araçları olarak değerlendirilmiştir. Yazım komitesi bu alandaki sınırlı araştırmaları incelemiş ve e-sigaraların insanların sigarayı bırakmalarına veya tütün ürünlerini kullanmayı bırakmalarına yardımcı olmak için sunabileceği faydaların, bu ürünlere uzun süreli bağımlılık riski de dahil olmak üzere, ürünlerin bilinen ve bilinmeyen potansiyel sağlık riskleri ile açıkça dengelenmesi gerektiği sonucuna varmıştır.

“E-sigara şirketleri, ürünlerinin geleneksel sigarayı bırakmanın bir yolu olduğunu öne sürmektedir. Kısa vadeli faydaların ötesinde bunu destekleyen güçlü bir kanıt bulunmamaktadır. E-sigara kullanımına ilişkin uzun vadeli bilimsel güvenlik verilerinin eksikliği ve gençler arasında görülen e-sigara ürünlerine bağımlılık potansiyeli, Amerikan Kalp Derneği‘nin sigarayı bırakma çabaları için e-sigara kullanımını önermemesinin nedenleri arasındadır," diyor Derneğin baş bilim ve tıp sorumlusu yardımcısı ve Derneğin Tütün Düzenleyici Bilim Merkezi eş direktörü Rose Marie Robertson, M.D., FAHA. “E-sigara ürünlerinin ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından tütün bırakma için onaylanmadığını belirtmek de önemlidir. Dernek, yanıcı sigara içen kişilere bırakma konusunda yardımcı olmak için FDA onaylı dozlar ve formülasyonlarla kişiselleştirilmiş nikotin replasman tedavisinin yanı sıra istekleri kontrol etmeye yardımcı olacak ilaçların eşlik ettiği çok bölümlü bırakma danışmanlığının bir kombinasyonunu önermektedir. Ve tüm bunlar, bırakmanın genellikle birçok denemeyi gerektirdiği ve başarısızlıkların, güçlü bir bağımlılığı tamamen yenme yolunda ders alınacak bölümler olarak görülmesi gerektiği anlayışıyla yapılmalıdır."

Bilimsel bildiri yazma komitesi, özellikle ek bilgi ve araştırmaya duyulan kritik ihtiyacı vurgulamaktadır:

Gelecekteki araştırmalar, e-sigaranın kalp, kan damarları ve akciğerler üzerindeki ciddi ve potansiyel olarak uzun vadeli etkileri hakkında bilgi edinmeye odaklanmalıdır.

Koroner arter hastalığı veya kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi önceden kardiyopulmoner hastalığı olan hastaları içeren, geleneksel sigara içenlere kıyasla e-sigara kullanıcıları ve geleneksel sigarayla birlikte e-sigara kullananlar – ikili kullanıcılar olarak adlandırılır – ve sigara içmeyenler arasındaki sonuçları değerlendirmek ve karşılaştırmak için çalışmalara ihtiyaç vardır.

E-sigaralardaki yaygın kimyasal bileşenler ve bunların bağımsız olarak akciğer ve kalp sağlığı üzerindeki etkileri hakkında daha derinlemesine araştırmalara ihtiyaç vardır.

Geleneksel yanıcı sigaralara alternatif olarak e-sigaraların risklerini ve potansiyel faydalarını incelemek için klinik çalışmalara ihtiyaç vardır.

E-sigaraların uzun vadeli sağlık etkilerinin ortaya çıkması on yıllar alabileceğinden, e-sigara kullanımının biyolojik sonuçlarının belirlenmesine yardımcı olmak için bu arada daha fazla moleküler ve laboratuvar çalışmasına ihtiyaç vardır.

Jason Rose, “E-sigaralar ve diğer elektronik sigara sistemleri ABD’de yaklaşık 15 yıldır kullanıldığından, uzun vadeli sağlık etkileri hakkında henüz yeterli bilgiye sahip değiliz, bu nedenle e-sigara kullanımının gerçek riskini değerlendirmek için daha kısa vadeli çalışmalara, moleküler deneylere ve hayvanlarda yapılan araştırmalara güvenmek zorundayız" dedi. “E-sigaraların benimsenmesi, özellikle de birçoğu hiç yanıcı sigara kullanmamış olabilecek gençlerde katlanarak arttığı için bu tür araştırmaları genişletmemiz gerekiyor."

Bilimsel bildiri, Amerikan Kalp Derneği‘nin Kardiyopulmoner, Kritik Bakım, Perioperatif ve Resüsitasyon Konseyi; Epidemiyoloji ve Önleme Konseyi; Kardiyovasküler Radyoloji ve Müdahale Konseyi; Yaşam Tarzı ve Kardiyometabolik Sağlık Konseyi; Periferik Vasküler Hastalık Konseyi; İnme Konseyi; ve Arterioskleroz, Tromboz ve Vasküler Biyoloji Konseyi adına gönüllü bir yazım grubu tarafından hazırlanmıştır. Amerikan Kalp Derneği bilimsel bildirileri kardiyovasküler hastalıklar hakkında daha fazla farkındalık yaratmakta ve bilinçli sağlık kararlarının alınmasına yardımcı olmaktadır. Bilimsel bildiriler, bir konu hakkında şu anda nelerin bilindiğini ve hangi alanların ek araştırmaya ihtiyaç duyduğunu özetlemektedir. Bilimsel bildiriler kılavuzların geliştirilmesine bilgi verirken, tedavi önerilerinde bulunmazlar.

E-sigaraların uzun vadeli sağlık etkilerinin ortaya çıkması on yıllar alabileceğinden, e-sigara kullanımının biyolojik sonuçlarının belirlenmesine yardımcı olmak için bu arada daha fazla moleküler ve laboratuvar çalışmasına ihtiyaç vardır.

“E-sigaralar ve diğer elektronik sigara sistemleri ABD’de yaklaşık 15 yıldır kullanıldığından, e-sigaranın sağlık üzerindeki etkileri hakkında henüz yeterli bilgiye sahip değiliz."

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…