Gelecekte Gazetecilerin Kesin Rolü Belirsizliğini Koruyor...
00:45:38
Eski Google Haberler Direktörü Büyük Teknolojinin Gazeteciliğin Altını Oyduğunu İtiraf Etti
Sektördeki önemli işten çıkarmalar, değişen teknolojik ortam ve halkın haberlere olan güveninin azaldığı bir ortamda, gazeteciliğin geleceği her zamankinden daha belirsiz görünüyor. Big Tech‘in eski yöneticilerinden Jim Albrecht‘e göre, teknoloji endüstrisinin üretken yapay zekâya odaklanması medyaya ölümcül bir darbe indirebilir ya da en azından gazeteciliği ve tüketimini derinden dönüştürebilir…
Google‘da 2023 yılına kadar haber ekosistemi ürünleri bölümünde kıdemli direktör olarak görev yapan Jim Albrecht, The Washington Post için kaleme aldığı görüş yazısında, yapay zekânın gazetecilik sektörü için önemli bir tehdit oluşturduğunu ileri sürüyor. Medya endüstrisi ile teknoloji devleri arasında arama sonuçları ve ücretlendirme modelleri gibi konularda süregelen anlaşmazlıklara rağmen Albrecht, yapay zekânın haberleri yorumlama ve sunma becerisinin bu endişeleri geçersiz kılabileceğini savunuyor.
Albrecht, büyük dil modelleri (LLM’ler) hızla gelişirken medya endüstrisinin arama sonuçları için ödeme tartışmalarını gözlemlediğini hatırlıyor. Bu durumu, yaklaşan bir fırtına varken düğünde çiçek aranjmanları hakkında tartışan insanlara benzetiyor. Şimdi, bu “yeni teknolojinin" ortaya çıkmasıyla Albrecht, platformların haber sitelerine bağlantı vermesinin gerekmeyebileceği dijital bir çağa girdiğimizi iddia ediyor. Bunun yerine, haberleri alabilir, bir robota yeniden yazdırabilir ve bağımsız olarak yayımlayabilirler.
Daha basit bir ifadeyle, eğer sohbet robotları tüketicilerin haberleri bulup yorumlamaları için birincil yöntem haline gelirse, okuyucular bir yayımcının web sitesini ziyaret etme ihtiyacı hissetmeyebileceğinden, tazminat ve algoritmik değişiklikler konusundaki anlaşmazlıklar önemsiz hale gelebilir. Medya endüstrisinin mevcut gelir modeli sadece altüst olmakla kalmaz, paramparça olur. Yapay zekâ destekli bir haber ekosisteminde şu soru ortaya çıkıyor: Bilginin hakemi kim olacak?
Albrecht bu geleceği ciddi olarak düşünen tek kişi değil. New York Times, OpenAI‘ye karşı açtığı yeni bir davada, OpenAI‘nin yalnızca telif hakkı kendisine ait olan çalışmayı ihlal etmekle kalmayıp, aynı zamanda bu çalışmayı rakip bir ürün – Albrecht‘in önerdiği gibi insan gazetecilerin çalışmalarını özümseyip okuyuculara sunabilen bir ürün – oluşturmak için kullandığını iddia ediyor.
Davanın sonucu ne olursa olsun, bu dava bir dönüm noktası olmaya aday. Ancak henüz bir karar çıkmadı ve bu arada Big Tech‘in bu gelişen medya ikileminde karşı karşıya kaldığı ironiler üzerinde düşünmek gerekiyor.
Google ve Facebook gibi platformlar yıllarca kendilerini gelir hırsızlığı suçlamalarına karşı savunarak, sadece haber dağıtım kanalları olduklarını iddia ettiler. Şimdi ise ChatGPT, Microsoft‘un Bing Search ve Google‘ın Search Generative Experience gibi uygulamaların dijital sahneye girmesiyle birlikte Büyük Teknoloji platformları kendilerini beklenmedik bir şekilde haber içeriğinin yaratıcısı ve bu içeriğin yayıldığı ses haline gelirken buluyor.
Bu yeni keşfedilen rol, kendi zorlukları, etik değerlendirmeleri ve sonuçlarıyla birlikte geliyor. Mevcut yapay zekâ yetenekleri sürekli olarak doğru haber sunacak kadar gelişmiş olmasa da, Büyük Teknoloji şirketleri haber hakemleri ve yaratıcıları rolünü üstlenmeye kararlı. Bu durum ortaya çıktıkça, medya endüstrisinin birçok kesimi bu platformların kontrolü altında önemli değişikliklerle veya kalıcı değişikliklerle karşı karşıya kalabilir.
Albrecht‘in köşesinde sunduğu ilgi çekici bir örnekte, çeşitli yapay zekâ ajanlarının birbirleriyle ve tüketiciyle iletişim kurduğu bir bilgi dünyası öngörüyor. Bu spekülatif dijital ortamda, gazeteler ve haber kuruluşları kendi sohbet robotlarına sahip olacak ve “size haberler, gününüz, e-postalarınız hakkında bilgi veren; sizin için yanıt veren; sorularınızı yanıtlayan; işinize yardımcı olan" kişisel YZ asistanlarıyla iletişim kuracak. Bu hiper-kişiselleştirilmiş asistan, tüketicilerin aldığı haberleri şekillendiriyor ve kendi risklerini ortaya koyuyor.
Yine de bu spekülatif gelecekte gazetecilerin kesin rolü belirsizliğini koruyor.
Gazetecilik ve gazeteciler her zamanki kadar önemli olmaya devam ediyor. YZ haberleri yorumlayabilse de, kaynaklarla röportaj yapmak gibi gazetecilik görevlerini yerine getiremez. Medyanın büyüyen YZ sorunuyla ilgili temel soru, gazetecilerin gerekliliği değil, Büyük Teknoloji’nin üretken YZ odaklı hırslarının işleyen bir medya ekonomisine izin verip vermeyeceğidir. Mevcut gerçekliğe göre Google‘ın haber algoritmaları, internetteki genellikle vasatın altındaki YZ metin ve görüntü akışına karşı mücadele ediyor.
YZ tarafından üretilen içeriğin çoğalması YZ şirketleri için geri tepebilir mi? Muhtemelen. Devam eden yasal mücadeleler, YZ çağında gazetecilik kurumları için gelir modellerini yeniden şekillendirebilir mi?
Bu haliyle, medyanın yapay zekâ ile iç içe geçmiş geleceği de en az bugünü kadar belirsiz. Son yıllarda sektör çeşitli teknolojik değişimlere tanık oldu, ancak Big Tech‘in son projesinin haber ve bilgi yaratma ve paylaşma üzerinde her zamankinden daha açık bir etkisi olması muhtemel. Toz duman dağıldığında medya endüstrisinden geriye ne kalacağı sorusu milyarlarca dolarlık bir bahis belirsizliği.