e-BİLGİ, e-HABER

Gerçekler Farklı Olabilir

gercekler-farkli-olabilir

Sosyal Mesafe Kuralının Güncellenmeye İhtiyacı Var Gibi Görünüyor

Yeni koronavirüs gibi patojenleri içerebilen görünmeyen mermileri sadece öksürüp hapşırdığımız zaman dışarıya atmıyoruz. Bağırdığımızda, şarkı söylendiğinde ve hatta sadece normal konuşulduğunda da atılabiliyor bu görünmez mermiler. Ancak bu damlacık türlerinin, boyutları ve davranışları arasında büyük bir fark var. Öksürme ve hapşırma esnasında yerçekimi onları aşağı doğru çekerken, genellikle enfekte kişinin 1,5 metre kadar yakınına kadar yere düşenler daha büyük damlacıklardır. Konuşma sırasında ortaya çıkan mikro damlacıklar ise çok daha küçüktür ve su içerikleri hızla buharlaşarak onları aerosollere dönüştürür. Aerosoller daha sonra havada serbestçe hareket edebilir, daha uzun süre havada oyalanabilir ve bize söylenen sosyal mesafe kuralı olan 1,5 metreden çok daha uzağa gidebilirler.

200’den fazla bilim insanı, birkaç hafta önce Dünya Sağlık Örgütü’nü (WHO) COVID-19’un aerosol bulaşmasını kabul etmeye çağırdı. Kuruluş sonunda bunu yaptı, ancak COVID-19’un yayılmasının ana yolu olarak damlacık iletiminin olduğunu savunmaya devam etti. O zamandan beri, yeni koronavirüsle ilgili en kötü haberlerden biri olan bu bilgiyi kanıtlayan artan sayıda çalışma gördük: Çalışmalara göre virüs, aerosollerde havada asılı kalıyor ​​ve bu aerosoller oldukça bulaşıcı.

Nebraska Üniversitesi’nden bilim insanları hastane odalarındaki havadan virüs örnekleri toplayamayı başardılar ve bazı aerosollerin hücrelerin içinde çoğalabilen canlı virüse sahip olduğunu ispat ettiler. Şubat ayı başından itibaren Diamond Princess isimli gemideki koronavirüs salgınınını izleyen ve araştıran  farklı bir çalışma grubu, havadan bulaşmanın gemide COVID-19 yayılmasında önemli bir faktör olduğu sonucuna vardı. Son olarak, ayrı bir çalışma, uzun boylu insanların hastalığa yakalanma riskinin daha yüksek olabileceğini ve bu fenomeni açıklayabilecek tek şeyin havadan bulaşma olduğunu gösterdi.

Bu, bizi konuyla ilgili en son araştırmaya götürüyor, söz konusu çalışma Florida Üniversitesi’nden. Araştırma sonucuna göre, yalnızca aerosollerde bulunan virüsün bulaşıcı olduğunu değil, aynı zamanda yetkililerin güvenli bir mesafe olarak bahsetmeye devam ettiği sosyal mesafe ölçüsünün çok ötesine de yayılabileceğini öğreniyoruz.

Araştırmacılar, havadan aerosolleri yakalamak için alternatiflerinden daha iyi olabilecek yeni bir cihaz geliştirdiler. Araştırmacılar, bu cihazı kullanarak Florida Üniversitesi Health Shands Hastanesindeki bir COVID-19 koğuşundaki odadan örnekler topladılar. Odadaki hiçbir hasta aerosol üretebilecek herhangi bir tıbbi işleme tabi tutulmadı. WHO ve diğerleri, bunun bir hastanede havadan bulaşmanın birincil kaynağı olabileceğini söylüyor.

Örnek toplayıcı cihazlar, hastalardan yaklaşık 2,15 metre  ve 4,90 metre uzağa yerleştirildi ve her ikisi de bulaşıcı virüs örnekleri topladı. Araştırmacılar, izole edilmiş virüsün genom dizisinin, odaya yeni kabul edilen asemptomatik bir hastanın swabından alınan ile aynı olduğunu buldular.

Araştırmada taze hava odaya yeniden girmeden önce virüsü etkisiz hale getirmesi gereken verimli hava filtreleri ve ultraviyole ışın cihazları kullandılar. Bu yüzden araştırmacılar, havada litre başına yalnızca 74 virüs parçacığı buldular.

Bu, aerosol virüsün hala yaşayabilir olduğunun ve 1,5 metreden çok daha fazla seyahat edebileceğinin kesin kanıtıdır. Hiçbir çalışmanın henüz bulamadığı şey, bir enfeksiyonu tetiklemek için solunması gereken aerosoldeki virüs miktarıdır. Ancak bulgular gösteriyor ki, özellikle ev içi aktiviteler ve okulların yeniden açılması söz konusu olduğunda, uygun havalandırmanın olmadığı yerlerde havada yüzen koronavirüs aerosollerinin miktarı artabilir.

Times , bu araştırmadaki bir tuhaflığa işaret ediyor. Bilim insanları bulaşıcı virüs kadar viral RNA buldular. Diğer yöntemler, viral yükten 100 kat daha fazla genetik madde keşfetti. Diğer koronavirüs çalışmalarında olduğu gibi, bulguları doğrulamak için daha fazla araştırma yapılması gerekebilir.

Ancak diğer uzmanlar, sonuçların önemli olduğu konusunda hemfikir. Dr. Linsey Marr, “İnsanların haykırdığı şey bu," dedi. “Aerosollerde bulaşıcı virüs olduğuna dair kesin bir kanıt." Marr, havadan virüs yayılması konusunda uzmandır, ancak araştırmaya dahil olmamıştır.

Columbia Üniversitesi virologu Angela Rasmussen, The Times’a verdiği demeçte, " O hastane odasındaki virüs miktarının enfeksiyona neden olacak kadar yüksek olduğundan emin olmasam da, canlı virüsü havadan kültürleyebileceğimiz sonucuna varılması küçüksenecek bir şey değil."

* Yeni koronavirüsün hava yoluyla yayıldığına dair giderek daha kesin kanıtlar görmeye devam ediyoruz.
* Havadan COVID-19 bulaşması, enfekte olan kişilerin öksürürken, hapşırırken, bağırırken ve hatta sadece normal konuşurken dışarı attığı küçük damlacıklar ve aerosoller yoluyla gerçekleşiyor.
* Yeni bir çalışma, koronavirüs aerosollerinin hücrelere bulaşabilen ve çoğalabilen canlı virüsü içerdiğini gösteriyor ve bu, patojenin havada sosyal mesafeye yönelik öneriden çok daha uzağa gidebileceğini kanıtlıyor.

error: İçerik korunmaktadır !!