e-HABER

Hayvanlar ve İnsanlar – 1

hayvanlar-ve-insanlar-1

"Benim İçin Bir Oğul Gibi, Tıpkı Bir İnsan Gibi" Diyordu...

17:12:43

Hayvanların Hayvan Olduğunu Unutacak Kadar Romantikleşmemek Lazım

Marius Els, eşsiz bir hikayeye sahip çok yönlü bir bireydi. Güney Afrikalı bir çiftçi, orduda binbaşı ve hayvanlara karşı tutkusu olan bir fotoğrafçıydı. En kayda değer çabalarından biri yavru bir su aygırını selden kurtarıp evcil hayvan olarak yetiştirmekti. Su aygırına Humphrey adını verdi ve ondan “oğlum" diye bahsetti.

Trajik bir şekilde, Marius‘un hayatı, yetiştirdiği su aygırı Humphrey‘nin ona saldırıp öldürmesiyle sona erdi. Olay Marius‘un yaşadığı çiftlikte meydana geldi ve Marius‘un 1,2 tonluk su aygırı tarafından ısırılarak öldürüldüğü bildirildi.

Güney Afrika’da bu çiftçi, asla evcilleştirilemeyecek vahşi bir hayvan olduğu konusunda defalarca uyarılmasına rağmen evcil su aygırı tarafından öldürülmüştü.

Els‘in parçalanmış cesedi, yıllar önce su aygırının selden kurtarıldığı nehirde batmış halde bulundu. Onu evlat edinen insanlar için çok büyük olan su aygırı, beş aylıkken Els tarafından satın alındı, 400 dönümlük çiftliğinde evcil hayvan oldu ve insanlarla birlikte yüzmeyi öğrendi.

Els, beş yaşındaki su aygırının sırtına binerken fotoğraflandı. “Humphrey benim için bir oğul gibi, tıpkı bir insan gibi," diyordu. “Humphrey ile aramda bir ilişki var ve bazı insanlar bunu anlamıyor.

“Sadece köpeklerle, kedilerle ve evcil hayvanlarla ilişki kurulabileceğini düşünüyorlar. Ama benim Afrika’daki en tehlikeli hayvanla bir ilişkim var."

Ancak Els‘in eczacı olan eşi Louise kuşkularını dile getirdi ve su aygırı daha önce de sorun yaratmıştı. Güney Afrika medyası 52 yaşındaki bir adam ve yedi yaşındaki torununun çiftliğin içinden geçen nehirde kano yaparken Humphrey tarafından kovalandıktan sonra bir ağaçta iki saat geçirdiklerini bildirdi. Els sonunda su aygırını bir elmayla uzaklaştırırken, çift sağlık görevlileri tarafından kurtarıldı.

Humphrey ayrıca Els‘in iş ortağına ait buzağıları öldürmekle de suçlandı. Hayvan ayrıca sık sık kafesinden kaçıyor ve yerel bir golf kulübündeki golfçüleri kovalıyordu.

Zürafa ve gergedan da besleyen Els, sesinin Humphrey‘i eve geri çekeceğini iddia ediyordu. Su aygırını “sevimli" ve “nazik bir dev" olarak görüyordu.

Videoda Els, Huphrey’le oynarken görülüyor…

Dev köpek dişlerine sahip olan su aygırlarının her yıl aslan, fil, leopar, bufalo ve gergedanların toplamından daha fazla insan öldürdüğü söyleniyor. Üç tona varan ağırlıklarına rağmen saatte yaklaşık 50 kilometre hıza kadar hareket edebilirler.

Marius‘un hikayesi, hem iç açıcı hem de yürek parçalayıcı anlarla dolu karmaşık bir hikaye. Bir yandan, yavru bir su aygırını kurtararak ve onu evcil hayvan olarak yetiştirerek büyük bir şefkat ve nezaket göstermiştir. Öte yandan, vahşi bir hayvanı evcil hayvan olarak tutma kararı nihayetinde trajik ölümüne yol açtı.

Marius‘un hikayesi, vahşi hayvanları evcil hayvan olarak beslemenin tehlikeleri hakkında uyarıcı bir hikaye niteliğindedir. Aynı zamanda insanlar ve hayvanlar arasındaki doğal sınırlara saygı göstermenin önemini vurgulamaktadır. Trajik kaderine rağmen, Marius‘un hikayesi şefkatin gücünü ve tüm canlılara nezaket ve saygıyla davranmanın önemini hatırlatmaya devam ediyor.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…
error: İçerik korunmaktadır !!