e-BİLGİ, e-HABER, e-MAGAZİN

İnek Gazı Aşısı Üretme Çabaları

inek-gazi-asisi-uretme-cabalari

Karbondioksitten 28 Kat Daha Güçlü...

14:20:56

“İnek Gazı" Aşısı İklim Değişikliğiyle Mücadeleye Nasıl Yardımcı Olabilir?

Sera gazı, atmosferde bulunan ve Dünya’nın ısınmasına neden olan gazlardır. Bu gazlar, Güneş’ten gelen enerjinin bir kısmını emerek atmosferde tutar ve böylece sera etkisi oluşturur. Bu etki, Dünya’nın yaşanabilir bir sıcaklıkta kalmasını sağlar, ancak insan faaliyetleri nedeniyle sera gazlarının aşırı artışı küresel ısınmaya yol açar. Metan güçlü bir sera gazıdır ve inekler bunun başlıca kaynaklarından biridir…

İneklerin Metan Salınımı ve Küresel Isınma

İneklerin yalnızca ot yiyerek hayatta kalabilmesi doğanın mucizelerinden biri olsa da, bunun bir bedeli vardır. Otlardaki fermantasyon süreci, ineğin dört bölmeli midesinden biri olan işkembe içinde gerçekleşir ve bu süreçte doğal olarak metan gazı üretilir. Metan, atmosferde daha kısa süre kalmasına rağmen, karbondioksitten 28 kat daha güçlü bir sera gazıdır.

Metan gazı geğirme ve gaz çıkarma yoluyla atmosfere salınır. Bir inek yılda ortalama 90 kilogram (200 pound) metan üretebilir. Ayrıca hayvan gübresi de metan salınımına neden olur ve çiftlik hayvanları, insan kaynaklı metan emisyonlarının yaklaşık üçte birini oluşturarak küresel ısınmanın %30’undan sorumludur.

Bazı çiftliklerde yem katkı maddeleri kullanılarak ineklerin metan üretimi azaltılmaya çalışılsa da, bu yöntem sürekli takviye gerektirir ve serbest dolaşan hayvanlarda uygulanması zordur.

Metan Salınımını Azaltmaya Yönelik Aşı Çalışmaları

Bir alternatif olarak aşı geliştirme fikri, İngiltere’deki Pirbright Enstitüsü tarafından yürütülen üç yıllık bir araştırma ile test ediliyor. Pirbright Enstitüsü Araştırma Direktörü John Hammond, aşının hayvancılık sektöründe yaygın bir uygulama olması ve mevcut altyapı ile kolayca uygulanabilir olması nedeniyle çekici bir çözüm sunduğunu belirtiyor.

Bu uluslararası araştırma, Amazon‘un kurucusu Jeff Bezos‘un Bezos Earth Fund adlı iklim değişikliğiyle mücadele fonundan 9,4 milyon dolar destek alıyor. Araştırmaya İngiltere Kraliyet Veteriner Koleji ve Yeni Zelanda’daki tarım inovasyon laboratuvarı AgResearch de dahil.

Hedef, tek dozluk bir aşı geliştirmek ve hayvanın erken yaşamında uygulanarak metan emisyonlarını en az %30 oranında azaltmak.

Aşının Çalışma Mekanizması ve Zorluklar

Bilim insanları, metan üretimini azaltan bir aşı fikri üzerinde on yılı aşkın süredir çalışıyor, ancak henüz somut bir sonuç elde edilemedi. Hammond, aşının işkembedeki metan üreten bakterilere karşı bağışıklık tepkisi oluşturarak çalışması gerektiğini, ancak bu tür antikorların işkembe içinde etkili olup olmayacağının belirsiz olduğunu söylüyor.

Başka bir zorluk ise hayvan refahı ile ilgili. Aşının ineklerin sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisinin olmayacağı varsayılıyor, ancak bu henüz kanıtlanmadı. Ayrıca aşının işkembe tarafından emilen besin miktarını azaltıp azaltmayacağı da bilinmiyor. Bu, ineklerin daha fazla yem tüketmesine neden olarak çiftçilerin maliyetlerini artırabilir.

Kraliyet Veteriner Koleji’nden Prof. Dirk Werling, aşının doğumdan sonra buzağılara uygulanabileceğini veya anne ineklerin aşılanarak ağız sütü yoluyla bağışıklık aktarımı sağlanabileceğini belirtiyor.

Yanlış Bilgilendirme ve Tüketici Kabulü Sorunu

Cornell Üniversitesi’nde Süt Sığırı Biyolojisi alanında doçent olan Joseph McFadden, metan emisyonlarını azaltacak bir aşının “kutsal kâse" niteliğinde olduğunu söylüyor. Çünkü tek dozluk bir aşının uzun vadede etkili olması, mevcut çözümlere kıyasla büyük bir avantaj sağlayabilir. Ancak aşının uygulanabilirliği henüz kesinleşmiş değil ve uzun sürecek testler gerektiriyor.

Şu anda metan emisyonlarını azaltmak için seçici üreme, enzimler, genetik düzenleme ve yem katkı maddeleri gibi çözümler bulunuyor. Özellikle deniz yosunu bazlı yem katkıları, metan emisyonlarını %80-90 oranında azaltma potansiyeli taşıyor. Ancak bunların içeriğindeki bromoform adlı bileşiğin muhtemel bir kanserojen olması endişe yaratıyor.

2024 sonunda, Bovaer adlı nitrat bazlı yem katkı maddesi, İngiltere’de büyük bir sosyal medya tartışmasına neden oldu. Arla adlı büyük bir süt üreticisi firmanın bu katkıyı bazı çiftliklerinde deneyeceğini duyurmasının ardından, ürünün inek sütüne zarar verebileceğine dair yanlış bilgiler yayıldı. İngiltere Gıda Standartları Ajansı ise katkının sütte kalıntı bırakmadığını belirterek iddiaları yalanladı.

Bu olay, metan aşısının da yanlış bilgilendirme kaynaklı tepkilerle karşılaşabileceğini gösteriyor. McFadden, bilimin finansmanına yatırım yapıldığını ancak tüketici kabulünü artırmaya yönelik çabaların eksik olduğunu belirtiyor.

Werling, özellikle pandemi sonrası dönemde kamuoyunun bilimsel gelişmelere siyah-beyaz bakış açısıyla yaklaştığını ve bilim insanlarının verileri objektif bir şekilde paylaşarak, eleştirilere açık ve şeffaf olmaları gerektiğini vurguluyor.

Sonuç olarak, ineklerin metan emisyonlarını azaltmaya yönelik bir aşının geliştirilmesi, küresel ısınmaya karşı önemli bir adım olabilir. Ancak aşının etkili olup olmayacağı, hayvan sağlığı üzerindeki olası etkileri ve kamuoyu tepkisi gibi konular netlik kazanmadan piyasaya sürülmesi mümkün görünmüyor.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…
Etiketler: , , ,
error: İçerik korunmaktadır !!