28 Eylül'de Açılıyor...
İ ngiltere, Cambridge’deki Fitzwilliam Müzesi‘nde yakında düzenlenecek bir sergi, ziyaretçilere yaklaşık 2500 yıl önce Orta Asya ve Batı Avrupa’da yaşayan göçebe Saka (İskitler) halkını tanıtacak. “Büyük Bozkırın Altını” başlıklı sergide, karmaşık bir şekilde inşa edilmiş altın takılar ve at koşum takımları için süs eşyaları da dahil olmak üzere 300’den fazla eser yer alıyor. Sergi, eserlere ek olarak, bölgede bulunan bir mezarın yeniden inşasını da içeriyor.
Mezarda yatan, 18 yaşında veya daha genç bir erkek okçu, Eleke Sazy‘de altın nesnelerle defnedildi. Bir açıklamaya göre, muhtemelen aile bağları nedeniyle yüksek statülü bir cenaze törenine layık görüldü. Genç, mezar odasını 13 veya 14 yaşlarında daha genç bir kadın akrabasıyla paylaşıyor. Kızın kalıntıları ve bölgedeki diğer birçok mezar, arkeologlar onlara ulaşmadan yüzyıllar önce yağmalanırken, düşen kayalar genç adamı yağmacıların görüş alanından korumuş.
BBC News‘in haberine göre sergi, Fitzwilliam ile Doğu Kazakistan Bölgesel Yerel Tarih Müzesi arasındaki bir ortaklığın ürünü. Kazakistan’dan ödünç alınan eşyalar arasında, değerli taşlarla işlenmiş altın hayvan formları ve kıyafetleri süslemek için kullanılan altın aplikeler yer alıyor. Müze, süslerin Bozkır hayvanlarına – Macaristan’dan Mançurya’ya kadar uzanan 5.000 millik bir çayırlık alana – yönelik bir anlayışı ve saygıyı yansıttığını ve aynı zamanda büyük teknik beceriyi yansıttığını belirtiyor.
Kazakistan Cumhuriyeti’nin doğu bölgesi valisi Danial Akhmetov, açıklamasında; “Saka’nın zamanına göre gelişmiş teknolojik süreçleri kullanarak gerçekten eşsiz mücevher başyapıtları ürettiği, görkemli ve son derece karmaşık dini anıtlar inşa ettiği kanıtlandı” diyor.
Akhmetov, son buluntuların “olağanüstü korunma durumunun” bilim insanlarına grubun dini görüşlerini ve cenaze geleneklerini incelemeleri için yeni fırsatlar sunduğunu ekliyor.
PA Media‘dan Sam Russell, gencin mezarının Kazakistan’da şimdiye kadar keşfedilen ikinci sağlam Saka mezarı olduğunu bildirdi. Altın süslemeli zırhı ve karmaşık tören kıyafetleri nedeniyle “Altın Adam”olarak bilinen ilki,1969 yılında ülkenin güneyindeki Issyk mezar höyüğünde bulunmuştu.
Encyclopedia Britannica‘ya göre İskitler olarak da bilinen Saka, İran’da MÖ dokuzuncu yüzyıl kadar erken bir tarihte ortaya çıktı . MÖ 4. yüzyıl ile MS 2. yüzyıl arasında Sarmatlara yenik düşmeden önce yüzlerce yıl gelişen, şimdiki Kırım merkezli bir imparatorluk kurdular.
20. yüzyıldan önce, Saka halkı hakkında çoğu bilgi, onların binicilik ve savaştaki becerilerini belirten eski Yunandan geliyordu. Ata binmede ustalaşan ilk insanlar arasında olmanın ötesinde, yetenekli zanaatkarlar tarafından hizmet verilen zengin aristokratlarla karmaşık, hiyerarşik bir kültüre sahiptiler. Sakalar en sevdikleri atları büyük bir özenle gömdüler; bazıları maskeler, yeleleri ve kuyrukları için süslemeler, eyer kolyeleri ve koşum takımlarıyla adeta dinlenmeye bırakılmış gibiydi.
Fitzwilliam açıklamasında, gösteride yer alan “şaşırtıcı" süslemelerin, Saka halkının eski Pers ve Yunan kaynaklarında tarif edilen “barbar’ tanımlamasından çok uzak olduğunu gösterdiğini" söylüyor.
“Gold of the Great Steppe" 28 Eylül’de İngiltere’nin Cambridge kentindeki Fitzwilliam Müzesi‘nde açılıyor ve 30 Ocak 2022’ye kadar görülebilecek.
Tarihte Sakalar olarak da bilinen İskitler’in M.Ö. 10. yüzyılda Tanrı Dağları’nda başlayan tarihsel serüveni, 8. yüzyılda Doğu Avrupa ile Orta Asya arasında bulunan bölgeye yerleşmeleriyle devam etmiştir. Avrasya steplerinde yedi yüz yıl hüküm süren İskitlerin hakimiyeti M.Ö. 3. yüzyılda Kırım’da sona ermiştir.
Kuzeydoğu bozkır sahası yüksek Pamir, Tiyenşan sıradağları ve Altaylar’dan, Batı Türkistan üzerinden batıya, bütün Güney Rusya ve aşağı Tuna nehrine kadar uzanmaktadır. Batıda Silezya’ya kadar uzanan bu bölgenin Doğu Türkistan ve Gobi bölgesiyle olan bağlantısı doğudaki çok sayıda geçitle kurulabilmiştir.
8. yüzyılda tarih sahnesine çıkan bu kuzey doğu bozkır sahası yaklaşık bin yıl boyunca İskitler’ in elinde kalmıştır. Persler bu kavmi Saka, “Sakalar” olarak adlandırmıştır.
Darius‘un yazıtında Hazar Denizi’nin doğusunda bulunan Saka haumavarga ve Saka tigrakhaudanın yanında, Karadeniz İskitleri “Denizin ötesindeki Sakalar” olarak adlandırılmıştır.
İskitler’ in gelenek ve görenekleri, sanatı, devlet teşkilatı ve inancının Türkler’lerle benzerliği artık çok sayıda mukayese edilebilen kanıtla ispatlanıyor. Hem arkeolojik hem de tarihi kaynaklar, İskitler’in ana kütlesinin, en azından onların hakim tabakasının Türk kökenli olduğunu gösteriyor. Bu yüzden İskitler’in ne islav (Slav) ne de İran kökenli bir kavim olduğunu söylenebiliyor.