Sürü Bağışıklığı Stratejisi Beklenen Neticeyi Vermedi
Sürü bağışıklığı teorisi olarak adlandırılan stratejiyi uygulayan ve hiç bir şey olmamış gibi davranarak komşu ülkelere göre katbekat fazla ölümler yaşayan İsveç’te tartışmalar durulmuyor. Liselerin ve üniversiteleri kapatılmasından üç gün önce, 14 Mart’ta gönderilen bir e-postada, İsveç’in eyalet epidemiyoloğu ve sürü bağışıklığı teorisinin mimarı Anders Tegnell, Finlandiya’daki meslektaşı emekli bir doktor olan Mika Salminen’e yazdığı ve sağlıklı kişilerin enfekte olmasına izin verilmesini önerdiği bir e-posta ortaya çıkartıldı.
İsveçli serbest gazeteci Emanuel Karlsten tarafından Çarşamba akşamı yayımlanan e-postada; Tegnell, “Sürü bağışıklığına daha hızlı ulaşmak için okulları açık tutmaktan söz edilebilir" diyor
Mika Salminen, çocuklar arasında bir yayılmaya izin vermenin toplumun başka yerlerine yayılma oranını da artıracağını düşündükten sonra bu fikri reddettiğini belirtiyor.
Salminen, “Evet, bunu da düşündük, ancak zamanla çocuklar enfeksiyonu yaymaya devam edecekler" diye cevap yazıyor.
“Doğru," diye yanıtlıyor Tegnell.
E-postalar ilginç, çünkü Tegnell, kamuoyunda sürekli olarak çocukların sadece aşırı derecede hafif semptomlar göstermelerinin yanı sıra, koronavirüsü birbirlerine bile büyük ölçüde yaymadıklarını, bu da okulları açık tutmanın genel nüfus düzeyinde bağışıklık üzerinde çok az etkiye sahip olacağı anlamına geleceğini söylüyordu.
E-postalara dayanan serisinin üçüncü makalesi için serbest gazeteci Karlsten, Tegnell’e ulaştığında, e-postalarda, “Beklentileri değil olasılıkları tartıştığı" yanıtını aldı.
“Yorumlarım, önlemin uygunluğunun değerlendirilmesinin bir parçası olan beklenen bir etki değil, olası bir etki hakkındaydı." Dedi. “Bu nedenle, sürü bağışıklığını sağlamak için okulları açık tutmak asla masada olmadı."
E-postalar, İsveçli yetkililerin – olası bir sonucu olsa da stratejinin amacı olmadığını savundukları sürü dokunulmazlığını – kendi aralarında ve meslektaşları arasında nasıl tartıştıklarını ortaya koyuyor. Ancak bunların doğru bir şekilde yorumlanması şu dönemde zordur
Tegnell’den gelen bir başka e-posta, çocukların koronavirüsün ana yayıcıları olduğuna inanmadığını ileri sürüyor ve yukarıdaki e-postanın aksine, okulları açık tutmanın sürü bağışıklığını sağlamak için yapılmadığı iddiasını destekliyor gibi görünüyor.
Salminen’e gönderdiği e-postanın ertesi günü, Tegnell, kendisine gripten ağır şekilde etkilenebilecek çocukların koronavirüsün “semptomsuz yayıcıları" gibi göründüğünü savunan bir e-posta gönderen selefi, devlet epidemiyoloğu Annika Linde’ye şu yanıtı verdi.
“Bu, nüfusta en azından geçici dokunulmazlık oluşumunu kolaylaştırabilir …" . “Ancak asemptomatik yayılma, bir yandan da risk gruplarına yayılma riskini de artırıyor."
Tegnell cevabında bir yandan da kendi argümanını sorguluyor. “Bu salgında çocukların rolünü anlamak sanırım zor. Onlar, gripte olduğu gibi bu salgının motoru değiller."
Sürü bağışıklığı teorisinin stratejisine göre, nüfusun büyük bölümünün (Yüzde 70-90) bağışıklık kazanmasıyla enfeksiyon zincirinin bozulacağı ve bunun sonucunda hastalığın yayılma hızının yavaşlayacağı ya da tamamen duracağı öngörüsüne dayanıyor. Bu durum aşılar veya doğal enfeksiyonlar veya her ikisinin kombinasyonu yoluyla elde edilebilir görüşü savunuluyor.
Bilim insanları, İspanya’da yapılan bir araştırmaya dair Lancet dergisinde yayımladıkları bir yorumda, ABD ve Çin’de yapılan benzer araştırmalarda da koronavirüsün yayılımının geniş olduğu yerlerde dahi nüfusun çoğunun virüse maruz kalmadığını gösterdiğini vurgulandı. Aynı yazarlar, “Doğal enfeksiyon yoluyla sürü bağışıklığı geliştirilmesi yaklaşımı etik olmadığı gibi uygulanabilir de değil" tespitini yaptı.
Yeni bir virüs olduğu için bağışıklık ve koronavirüs hakkında pek çok şey belirsizliğini koruyor. Dünya Sağlık Örgütü Nisan ayında, antikorların yeniden enfeksiyona karşı “bir miktar koruma sağlayacağını" açkladı. Ancak, insanların tamamen bağışık olup olmadıklarını veya ne kadar süreyle bağışık olduklarını gösteren kesin bir kanıt henüz yok. Bu durumda insanları tehlikenin kucağına bilinçli bir şekilde atmanın anlaşılır bir yanı olup olmadığı şimdilik okuyucuların karar vereceği bir tutum.
14 Ağustos itibariyle, İsveç’te koronavirüs testi pozitif çıktıktan sonra 5.783 kişi yaşamını yitirdi. İsveç bölgelerinin verilerini rapor etme şeklindeki bir gecikme nedeniyle rakamlar son 24 saate ait değildir.