Avrupa Kökenli Yaklaşık 10.000 Kişi İncelendi...
13:53:02
Yüksek kan kafein düzeyleri vücut ağırlığını ve tip 2 diyabet riskini azaltabilir…
Araştırmaya göre, kandaki yüksek kafein seviyesi, kişinin taşıdığı vücut ağırlığını ve tip 2 diyabet riskini azaltabilir. BMJ Medicine dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada, kandaki yüksek kafein seviyesinin vücut ağırlığı ve uzun vadede tip 2 diyabet ve koroner arter hastalığı, felç, kalp yetmezliği ve düzensiz kalp ritmi (atriyal fibrilasyon) gibi önemli kardiyovasküler hastalık riskleri üzerindeki etkisi incelendi.
Araştırmacılar, bir özellik ile bir sonuç arasındaki nedensel ilişkiyi araştırmak için genetik varyantları bir araç olarak kullanan Mendelian randomizasyon adı verilen istatistiksel bir teknik kullandılar.
Analiz sonuçları, genetik olarak tahmin edilen daha yüksek kan kafein seviyelerinin daha düşük vücut ağırlığı (BMI) ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Genetik olarak tahmin edilen daha yüksek kan kafein seviyeleri de daha düşük tip 2 diyabet riski ile ilişkilendirilmiştir.
Bulgular, kalorisiz kafeinli içeceklerin obezite ve tip 2 diyabet riskini azaltmada rol oynama potansiyelinin araştırılmaya değer olabileceğini düşündürmektedir.
Imperial College London Halk Sağlığı Okulu‘ndan çalışmanın kıdemli yazarı Dr. Dipender Gill şunları söyledi: “Bu bulgular, kafeinin adipozite – obezite – ve diyabet riski üzerindeki potansiyel nedensel etkisine ilişkin önemli bilgiler sunmaktadır. Bununla birlikte, bireylerin bu sonuçları diyet tercihlerine rehberlik etmesi için kullanmadan önce daha fazla klinik çalışma yapılması gerekmektedir."
Çalışma Imperial College London, Bristol Üniversitesi, London School of Hygiene and Tropical Medicine ve İsveç’teki Uppsala Üniversitesi‘nden araştırmacıların işbirliğiyle gerçekleştirilmiştir.
Önceki araştırmalar, günde 3-5 fincan kahve içmenin daha düşük tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Ortalama bir fincan kahve yaklaşık 70-150 mg kafein içerir.
Bununla birlikte, araştırmacılar bugüne kadar yayımlanan araştırmaların çoğunun gözlemsel çalışmalardan geldiğini ve potansiyel olarak etkili olan diğer faktörler nedeniyle nedensel etkileri güvenilir bir şekilde belirleyemediğini belirtmektedir. Ayrıca kafeinin belirli etkilerini kafeinli içecek ve yiyeceklerde bulunan diğer bileşiklerden ayırmak da zordur.
Araştırmacılar, Mendel randomizasyonunu kullanarak, altı uzun vadeli çalışmaya katılan, ağırlıklı olarak Avrupa kökenli yaklaşık 10.000 kişide CYP1A2 ve AHR genlerinin iki yaygın genetik varyantının rolünü inceledi. CYP1A2 ve AHR genleri vücuttaki kafein metabolizmasının hızı ile ilişkilidir.
Daha yavaş kafein metabolizmasıyla ilişkili genetik varyantları taşıyan kişiler ortalama olarak daha az kahve içmekte, ancak uyarıcı etkileri için gereken seviyelere ulaşmak veya bu seviyeleri korumak için hızlı bir şekilde metabolize eden kişilere kıyasla kanlarında daha yüksek kafein seviyelerine sahip olmaktadır.
Araştırmacılar ayrıca kafeinin tip 2 diyabet riski üzerindeki herhangi bir etkisinin esas olarak eş zamanlı kilo kaybından kaynaklanıp kaynaklanmadığını da incelemişlerdir. Sonuçlar, kafeinin tip 2 diyabet riski üzerindeki etkisinin neredeyse yarısını – %43 – kilo kaybının oluşturduğunu göstermiştir.
Genetik olarak öngörülen kan kafein düzeyleri ile incelenen kardiyovasküler hastalık sonuçlarından herhangi birinin riski arasında güçlü bir ilişki ortaya çıkmamıştır.
Araştırmacılar, çalışmada sadece iki genetik varyantın kullanılması ve sadece Avrupa kökenli kişilerin dahil edilmesi gibi kısıtlamalar olduğunu kabul etmektedir.