01:20:12

Yerel Halk İle Göçmenler Arasındaki Gerilimi Gün Yüzüne Çıkardı

Chido Kasırgası sadece Mayotte’nin kırılgan altyapısını tahrip etmekle kalmadı, aynı zamanda ada sakinleri ile büyük göçmen nüfusu arasında derinlere kök salmış gerilimleri de ortaya çıkardı. Hint Okyanusu takımadalarını kasıp kavuran fırtınanın yükünü adaya yasadışı yollardan giriş yapan binlerce kişi çekti. Fransa’nın en yoksul bölgesi olan Mayotte’deki yetkililer, birçoğunun sınır dışı edilme korkusuyla acil durum sığınaklarından kaçındığını, bunun da onları ve yaşadıkları gecekondu mahallelerini kasırganın yıkımına karşı daha da savunmasız bıraktığını söyledi.

Yine de hayal kırıklığına uğrayan bazı yasal sakinler, hükûmeti kıt kaynakları kendi zararlarına göçmenlere aktarmakla suçladı.

“Artık dayanamıyorum. Sadece suya sahip olmak bile çok zor,” diyen 46 yaşındaki beş çocuk annesi Fatima‘nın ailesi fırtınadan bu yana temiz su bulmakta zorlanıyor.

Ailesi yerel olarak tanındığı için sadece ilk adını veren Fatima, “ada, daha fazlasının gelmesine izin vermek bir yana, içinde yaşayan insanları bile destekleyemiyor” diye ekledi.

Madagaskar ile Afrika anakarası arasında yer alan bir Fransız departmanı olan Mayotte, çoğu sadece 70 kilometre uzaklıktaki Komor Adaları’ndan gelen tahmini 100.000 göçmen de dahil olmak üzere 320.000 nüfusa sahip.

Takımadaların çok daha küçük bir nüfus için tasarlanmış kırılgan kamu hizmetleri bunalmış durumda.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu haftaki ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, adanın hızlı nüfus artışının yarattığı zorlukları kabul ederek, “Mayotte’nin sorunları yasadışı göç ele alınmadan çözülemez” dedi,

“Devletin yatırımlarına rağmen, göç baskısı her şeyin patlamasına neden oldu” diye ekledi.

Kasırga evleri, okulları ve altyapıyı tahrip ettikten sonra adanın sorunlarını daha da kötüleştirdi.

Resmi ölü sayısı 35 olarak açıklanmış olsa da, yetkililer bu sayının büyük olasılıkla düşük olduğunu, yüzlerce ve muhtemelen binlerce kişinin öldüğünden korkulduğunu belirtiyor. Bu arada ağır yaralı sayısı 78’e yükseldi.

Göçmenlerin “bangas” olarak bilinen gecekondu mahalleleri Mayotte’de uzun zamandır bir sorun teşkil ediyor.

“Gecekondu sorununu bugün çözebilir miyiz? Cevabım hayır. Bu konuyu istikrar ve yeniden inşa aşamasında ele alacağız,” dedi Macron.

Göçmenlerin çoğunun Mayotte’de aile bağları var ve aynı dili konuşuyorlar. Avrupa kıtasına ulaşmayı hedeflemekten ziyade adada daha iyi bir yaşam arayışındalar.

On yıldır Mayotte’de yaşayan Komorlu Nazca Antoiy gibi pek çok kişi için kasırga yerinden edilme korkularını körükledi.

“İnsanlara yeni evler inşa etmemelerinin söylendiğini duydum. Bu yüzden bu konuda endişelenmemiz gerekiyor” dedi.

Bu korkular temelsiz değil. Geçtiğimiz yıl Fransa, gecekondu mahallelerini yıkmak ve belgesiz göçmenleri sınır dışı etmek için tartışmalı bir kampanya olan Wuambushu Operasyonu‘nu başlattı. Macron benzer politikaların devam edebileceğini ima etti ancak yeniden inşa çabalarının öncelikli olacağını vurguladı.

Mayotte’nin jeopolitik konumu onu uzun zamandır göç için sıcak bir nokta haline getirmiştir. Ada 1974 ve 1976’da yapılan referandumlarda Fransız olarak kalma yönünde oy kullanırken, komşu Komor Adaları egemenliğini hiçbir zaman tanımadı ve takımadaların kendisine ait olduğunu iddia etmeye devam ediyor. Bu çözümsüz anlaşmazlık, her yıl binlerce kişinin tehlikeli deniz geçişlerini riske atarak göç dalgalarını körükledi.

Görevden ayrılan Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau, bu hafta başında Mayotte’deki durumu bir “savaş” olarak nitelendirerek tartışmayı yeniden alevlendirdi. Retailleau, daha fazla gelişi engellemek için insansız hava araçları ve deniz devriyelerinin kullanılması da dahil olmak üzere daha sıkı tedbirler önerdi. “Komor Adaları’na karşı çok daha sert olmalıyız” diyen Retailleau, komşu hükûmeti göçmenlerin kıyılarını kontrolsüz bir şekilde terk etmesine izin vermekle suçladı.

Retailleau‘nun “kuralları değiştirme” çağrıları arasında Mayotte’de doğuştan gelen vatandaşlığı kısıtlama önerileri de yer alıyor. 2018 yılında bu politika, en az bir ebeveynin üç aydan uzun süredir yasal olarak ikamet ettiğinin kanıtlanmasını gerektirecek şekilde sıkılaştırılmıştı. Eleştirmenler, bu önlemlerin göçün temel nedenlerini ele almadan Mayotte’deki bölünmeleri derinleştirdiğini savunuyor.

Fransız medyasında yer alan 2023 tarihli bir parlamento raporunda adanın “saatli bir bomba” olduğu uyarısı yapılırken Mayotte’nin göçmen nüfusunun bir kısmının Fransa anakarasına dağıtılması öneriliyor ki bu önerinin yaygın destek görmesi pek olası değil.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…