03:07:11

Araştırmaya Göre Menopoz Hormonları Güvenli. İşte Değişen Şey

60 yaşın altındaki kadınlar, sıcak basması ve menopozun diğer semptomlarını tedavi etmek için hormon tedavisinden faydalanabilir. Yeni bir araştırmaya göre bu, geçmişte kadınlara söylenenlerden farklı bir durum. Menopoz semptomlarının tedavisinde hormon tedavisinin faydaları risklerinden daha ağır basmaktadır. JAMA tıp dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmanın sonucu bu…

Brigham and Women’s Hospital‘da önleyici tıp şefi olan çalışmanın yazarı Dr. JoAnn Manson, “60 yaşın altındaki kadınlar arasında hormon tedavisinin yan etki riskinin düşük olduğunu ve rahatsız edici sıcak basmaları, gece terlemeleri ve diğer menopoz semptomlarının tedavisinde güvenli olduğunu gördük" diyor. Bu, geçmişte birçok kadına verilen tavsiyelerden bir sapmadır.

Yeni analiz, hormon replasman tedavisi alan binlerce kadını takip eden Women’s Health Initiative çalışmasının yirmi yıllık takip verilerine dayanmaktadır. Çalışma, östrojen ve progestin kombinasyonu olan Prempro alan kadınların meme kanseri ve inme risklerinin daha yüksek olduğunun tespit edilmesinin ardından durduruldu.

“Bulgular şaşırtıcıydı" diyen Manson, randomize çalışmanın yapılmasının nedeninin bilim insanlarının hormon tedavisinin kalp hastalığı ve diğer rahatsızlıkların riskini azaltıp azaltmadığını belirlemeye çalışması olduğunu belirtiyor.

İlk bulgular ortaya çıktıktan sonra birçok kadın tedaviyi aniden bıraktı. Reçete sayıları düştü ve birçok sağlık hizmeti sağlayıcısı hâlâ hormon tedavisini tavsiye etmekte tereddüt ediyor. Ancak menopoz uzmanları hormon tedavisini yeniden gözden geçirmenin zamanının geldiğini söylüyor, çünkü yirmi yıl önce bilinmeyen pek çok şey artık biliniyor.

En önemlisi, artık daha güvenli olduğu gösterilen – daha düşük dozlarda verilen – farklı hormon türleri var.

Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Fakültesi‘nde kadın doğum ve jinekoloji klinik profesörü olan Dr. Lauren Streicher, “Kadınlar hormon tedavisinin güvenli ve faydalı olduğunu bilmelidir" diyor.

Dr. Streicher, geriye dönüp bakıldığında, Kadın Sağlığı Girişimi çalışmasının kusurlu olduğunun ve tespit edilen bazı risklerin kadınlara verilen hormon türüyle bağlantılı olduğunun açık olduğunu söylüyor.

Streicher, “Ne yapmamamız gerektiğini öğrendik" diyor. Medroksiprogesteron asetat olarak bilinen progestin türünün “oldukça sorunlu" olduğunu söylüyor. Çalışmadaki kadınlar arasında görülen meme kanseri artışından muhtemelen bu durum sorumluydu. Streicher, “Bu yüzden artık bunu reçete etmiyoruz" diyor.

Streicher, “Giderek artan bir şekilde, meme kanseri riskini artırmayan mikronize progesteron gibi diğer hormon türleri kullanılıyor" diyor. Mikronize progesteron, kadınların yumurtalıkları tarafından üretilen progesteron ile aynı moleküler yapıya sahip olan ve daha az yan etkiye sahip olma eğiliminde olan biyo-özdeş bir hormondur.

Çalışmayla ilgili bir diğer sorun da araştırmaya katılan kadınların yaşıydı. Streicher, kadınların çoğunun 60 yaşın üzerinde olduğunu söylüyor. “Hormon tedavisine başlamanın en güvenli olduğu ve en fazla faydayı sağlayabileceğiniz bir fırsat penceresi olduğunu biliyoruz." Streicher, bu aralığın tipik olarak 50 ila 60 yaşları arasında olduğunu söylüyor.

Women’s Health Initiative çalışmasında tespit edilen bir diğer risk, hormon alan kadınlar arasında pulmoner emboli insidansının artmasıdır. Pulmoner emboli, akciğerlere kan akışını engelleyen bir kan pıhtısıdır.

Streicher, çalışmadaki kadınlar östrojeni ağızdan, hap yoluyla aldıkları için bu durumun risklerini artırmış olabileceğini söylüyor. Pıhtı riski taşıyan kişiler için daha iyi bir seçenek, östrojeni deri yoluyla, bir yama, krem veya jel yoluyla almaktır.

Streicher, “Transdermal östrojenin avantajı, karaciğer tarafından metabolize edilmemesidir" diyor. “Karaciğer tarafından metabolize edilmediği için de kan pıhtılarında artış görmüyoruz."

Dr. Streicher, şu anda mevcut olan bir dizi hormon tedavisiyle, herkese uyan tek bir yaklaşım olmadığını söylüyor. “Hormon tedavisi, sadece sıcak basmalarına yardımcı olmanın ötesinde faydalar sağlıyor" diyor. Devam eden araştırmalar kemik kaybına ve kalp hastalıklarına karşı da koruma sağladığına işaret ediyor.

Streicher, kadınların hangi seçeneklerin ihtiyaçlarına en uygun olabileceği konusunda sağlık hizmeti sağlayıcılarıyla konuşmaları gerektiğini söylüyor.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…