Retina Nakli İçin Zemin Hazırlayabilir...
00:46:02
Bilim İnsanları Ölümden Sonra İnsan Retinalarını Canlandırıyor…
Ölüm sonrası göz dokusunun yeniden canlandırılması, diğer beyin dokusu türlerinin canlandırılmasının önünü açabilir…
Çok az biyolojik olgu beyin ölümü kadar geri dönülmez görünmektedir. Uzun zamandır öldüğümüzde nöronlarımızın da bizimle birlikte öldüğü varsayılıyordu. Ancak gözün nöronlarla dolu dokusu üzerinde yapılan yeni bir çalışma bu dogmaya meydan okumaya başlıyor.
Yeni çalışmada araştırmacılar, yakın zamanda yaşamını yitiren organ bağışçılarının insan retinalarındaki – gözümüzün arka kısmında yer alan ve beynimizle iletişim kuran ışığa duyarlı sinir dokusu – elektriksel aktiviteyi yeniden canlandırdı. Nature dergisinde yayımlanan bu başarı, görme kaybı ve körlüğün önde gelen nedenlerinden biri olan yaşa bağlı makula dejenerasyonu gibi göz hastalıklarını incelemek için daha iyi bir yol sunuyor. Ayrıca diğer nöral doku türlerinin canlandırılması ve belki de bir gün retina nakli için zemin hazırlayabilir.
Retina çalışmalarının çoğu başta fareler olmak üzere hayvanlarda yapılıyor. Ancak fare retinaları, insan gözünde bulunan ve ince ayrıntıları seçebilen kilit bir bölge olan makuladan yoksundur, bu nedenle ideal bir model değildir. Otopsilerden elde edilen insan göz dokusunun elde edilmesi genellikle saatler alır ve bilim insanları işlevini inceleyemeden ölür. Peki ya onu yeniden canlandırabilseydiniz?
Yale Üniversitesi araştırmacıları 2019’da domuz beyinlerinde ölümden sonra ilkel elektriksel aktivitenin geri getirilebileceğini gösterdiğinde, Utah Üniversitesi görme bilimcisi Frans Vinberg, Scripps Research retina cerrahı Anne Hanneken ve meslektaşları retina dokusunun da ölümden sonra geri getirilip getirilemeyeceğini incelemek için bu durumdan ilham aldılar.
Çalışma için araştırmacılar ilk olarak fare retinalarının, hayvanlara ötenazi uygulandıktan sonra ne kadar süreyle elektrik sinyalleri gönderebildiğini test ettiler. Bu aktiviteyi üç saat sonrasına kadar geri getirebildiler ve oksijen eksikliğinin geri dönüşü olmayan fonksiyon kaybında ana faktör olduğunu buldular. Araştırmacılar daha sonra beyin ya da kalp ölümünden çok kısa bir süre sonra organ bağışçılarından elde ettikleri insan gözlerini incelediler. Bilim insanları gözleri oksijen ve besin sağlayan bir kap içinde laboratuvara taşıdı, ardından retina dokusunu loş ışığa maruz bıraktı ve doku tarafından üretilen elektrik sinyallerini ölçtü. Gözler ölümden 20 dakikadan daha kısa bir süre sonra elde edilmişse, donör gözlerde fotoreseptör adı verilen ışığa duyarlı hücrelerin yanı sıra bu hücrelerin bağlandığı nöronlarda elektriksel aktiviteyi yeniden kurabildiler. Hanneken, elbette gözlerin bir beyne bağlı olmadıkları için “göremediklerini" belirtiyor. Ancak sonuçlar sadece tek tek retina hücrelerini değil, aralarındaki iletişimi de geri getirmenin mümkün olduğunu gösterdi.
Yeni çalışmada yer almayan Mass Eye and Ear oftalmoloji şefi ve Harvard Tıp Fakültesi oftalmoloji kürsüsünden Joan Miller, “En heyecan verici olan şey, bunun insan retinalarında, sağlıkta, yaşlanmada ve hastalıkta görsel fizyolojiyi incelemek için gerçekten bir model haline gelebilecek olmasıdır" diyor. Örneğin makula dejenerasyonunu incelemek şimdiye kadar zordu çünkü canlı insan gözü dokusuna erişmek imkansızdı. Bilim insanları bu yeni tekniği kullanarak sağlıklı ve hastalıklı donör gözlerini inceleyerek işlevlerini anlayabilir ve tedavileri test edebilirler.
Ekibin bulguları, diğer nöral doku türlerini canlandırmanın da mümkün olabileceğini gösteriyor. Hanneken, “Retina beyne açılan bir penceredir, dolayısıyla ölümden sonra retinada iletişimi yeniden sağlayabilirseniz, beyinde ne tür bir iletişimi geri kazanabileceğinizi durup düşünmenize neden olur" diyor. Araştırmacılar, çalışmanın ayrıca retina nakli olasılığını da artırdığını, ancak bunların muhtemelen hâlâ çok uzakta olduğunu söylüyor.
Bu yeni çalışma, donör dokusunun temel bilim için önemini göstermektedir. Vinberg, “Donörler ve aileleri için çok müteşekkiriz" diyor. “Bunun insanları ehliyetlerindeki kutucuğu işaretlemeye ve araştırma için doku bağışında bulunmaya teşvik edeceğini umuyoruz."