İki yıl sonra, COVID-19 salgını ‘bitmekten çok uzak’

Mart 2020’den bu yana yaklaşık 500 milyon kişiye koronavirüs bulaştı ve yeni varyantlar hâlâ bir tehdit. Bu Cuma günü, Dünya Sağlık Örgütü‘nün (WHO) COVID-19’un küresel yayılmasını bir pandemi olarak tanımlamasının üzerinden iki yıl geçti.

BM sağlık kurumunun değerlendirmesi, virüsün Çin dışında 100’den az vakanın olduğu ve ölüm olmadığı küresel bir sağlık acil durumu ilan edilmesinden altı hafta sonra yapıldı. İki yıl sonra ise resmi rakamlara göre 6 milyondan fazla insan öldü.

DSÖ Direktörü Tedros Adhanom Gebreyesus Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Bildirilen vakalar ve ölümler küresel olarak düşüyor ve birçok ülke kısıtlamaları kaldırmış olsa da, pandemi henüz bitmedi ve her yerde bitene kadar hiçbir yerde bitmeyecek" dedi.

Cenevre’deki gazetecilere konuşan Dr Tedros, dünyaya Asya ve Pasifik’teki birçok ülkenin şu anda vaka ve ölüm artışlarıyla karşı karşıya olduğunu hatırlattı.

“Virüs gelişmeye devam ediyor ve aşıların, testlerin ve tedavilerin ihtiyaç duyulan her yere dağıtılmasında büyük engellerle karşılaşmaya devam ediyoruz" dedi.

BM Genel Sekreteri Çarşamba günü DSÖ başkanının değerlendirmesini destekleyen bir bildiri yayımladı ve virüsün artık dikiz aynasında olduğunu düşünmenin ‘ciddi bir hata‘ olacağını söyledi.

António Guterres Çarşamba günü yayımlanan bildiride, aşıların dağılımının “skandal bir şekilde eşitsiz” olduğunu yineledi.

“Üreticiler ayda 1,5 milyar doz üretiyor, ancak yaklaşık üç milyar insan hâlâ ilk aşılarını bekliyor” dedi.

“Bu, dünyamızın ahlaki bir suçlamasıdır. Ayrıca her ülkede daha fazla varyant, daha fazla kilitlenme ve daha fazla üzüntü ve fedakarlık için bir reçetedir. Dünyamız COVID-19’dan iki aşamalı bir iyileşmeyi göze alamaz", dedi.

Guterres, diğer sayısız küresel krize rağmen, dünyanın bu yılın ortasına kadar tüm ülkelerdeki insanların yüzde 70’ini aşılama hedefine ulaşması gerektiğini de sözlerine ekledi.

“Bilim ve dayanışmanın yenilmez bir kombinasyon olduğu kanıtlandı. Kendimizi tüm insanlar ve tüm ülkeler için bu salgını sona erdirmeye ve insanlık tarihindeki bu üzücü sayfayı bir kez ve herkes için kapatmaya adamalıyız” dedi.

Delta ve Omicron’un yeni COVID ‘rekombinantı’
DSÖ başkanı ayrıca birkaç ülkede testlerin ‘büyük ölçüde azaltılması’ konusundaki endişesini dile getirdi.

“Bu, virüsün nerede olduğunu, nasıl yayıldığını ve nasıl geliştiğini görme yeteneğimizi engelliyor" diye uyardı.

Bu arada, COVID-19 Teknik lideri Maria Van Kerkhove, ajansın Avrupa’da bir ‘rekombinant türün’ farkında olduğunu bildirdi.

“Delta AY.4 ve Omicron BA.1’in bir kombinasyonudur. Fransa, Hollanda ve Danimarka’da tespit edildi ancak bu tespitin çok düşük seviyeleri var” diyen Kerkhove, tüm dünyada test ve dizilemenin önemine de vurgu yaptı.

Dr. Van Kerkhove, hem Omicron hem de Delta’nın yüksek sirkülasyonu göz önüne alındığında rekombinantın beklendiğini açıkladı.

“Omicron’un ortaya çıkmasıyla bazı ülkelerde Delta dalgası çoktan geçmişti, dolayısıyla dolaşım düşük seviyedeydi, ancak diğer ülkelerde, örneğin Avrupa’da , Omicron ortaya çıktığında Delta hala yüksek seviyede dolaşımdaydı”, dedi.

Uzman, bilim insanlarının şimdiye kadar bu suşla COVID-19’un şiddetinde herhangi bir değişiklik görmediğini, ancak çalışmaların halen devam ettiğini vurguladı.
“Ne yazık ki, rekombinantları görmeyi bekliyoruz çünkü virüsler bunu yapar, zamanla değişirler. Yoğun seviyeler veya dolaşım görüyoruz; bu virüsün insanları tekrar etkileme olasılığı olan hayvanları etkilediğini görüyoruz" uyarısında bulundu.

Dr. Van Kerkhove, ülkeleri “bir sonraki mücadeleye geçmek için onları parçalara ayırmak”yerine gözetim ve dizileme sistemlerini güçlendirmeye çağırdı. Ayrıca, halk sağlığı araçlarına katmanlı bir yaklaşımın kullanılması çağrısını yineledi.

“Pandemi henüz bitmedi, sadece insanların hayatlarını kurtarmaya değil, aynı zamanda yayılmayı azaltmaya da odaklanmamız gerekiyor. Bu virüsün bu kadar yoğun bir seviyede yayılmasına izin veremeyiz” diye uyardı.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…