23:41:01

Beyin Ölümü Gerçekleştiği İlan Edilen Kentucky’li Adam Organ Alımı Sırasında Uyandı

Anthony Thomas ‘TJ‘ Hoover II vakası eyalet ve federal hükûmet yetkilileri tarafından soruşturuluyor. Ailesi medya kuruluşlarına yaptığı açıklamada, kalp krizi geçiren ve beyin ölümü gerçekleşen bir adamın, yaşadığı Kentucky’deki cerrahlar bağış için organlarını toplarken uyandığını söyledi…

Perşembe günü hem Ulusal Halk Radyosu hem de Kentucky haber kanalı WKYT tarafından bildirildiği üzere, Anthony Thomas “TJ” Hoover II vakası eyalet ve federal hükûmet yetkilileri tarafından soruşturuluyor. ABD’nin organ tedarik sistemindeki yetkililer bu tür vakaları önlemek için gerekli tedbirlerin alındığında ısrar etseler de, Hoover‘ın ailesi yaşadıkları deneyimin en azından bazı reformlara ihtiyaç olduğunu gösterdiğini söyledi.

Hoover‘ın kız kardeşi Donna Rhorer, Hoover‘ın Ekim 2021’de aşırı dozda uyuşturucu nedeniyle Richmond, Kentucky’deki Baptist sağlık hastanesine nasıl götürüldüğünü anlattı. WKYT‘nin belirttiğine göre, doktorlar kısa süre sonra Rhorer ve yakınlarına Hoover‘ın herhangi bir refleksi ya da beyin aktivitesi olmadığını söyledi ve nihayetinde onu yaşam destek ünitesinden çıkarmaya karar verdiler.

Daha sonra Baptist’teki personelin Rhorer ve ailesine Hoover‘ın ölümü halinde organlarının bağışlanmasına izin verdiğini söylediği bildirildi. Hastane onun bu isteğini yerine getirmek için hangi organlarının bağışlanabileceğini test etmiş ve hatta Hoover için bir tören bile düzenlemiştir.

WKYT‘ye göre Rhorer, Hoover‘ın gözlerinin açıldığını ve görünüşte sevdiklerinin hareketlerini takip ettiğini fark ettiğini söyledi. “Bize bunun sadece refleks olduğu söylendi -sadece normal bir şey” dedi.

“Biz kimiz ki tıbbi sistemi sorgulayalım?”

Hoover‘ın organlarının alınması için ameliyata alınmasından yaklaşık bir saat sonra bir doktor dışarı çıktı ve Hoover‘ın “hazır olmadığını” açıkladı.

Rhorer, “Uyandı,” dedi.

Rhorer, kardeşinin eve götürülmesi ve rahat ettirilmesi talimatını aldığını, ancak muhtemelen çok uzun yaşamayacağını hatırlıyor. WKYT‘ye söylediği gibi, Hoover‘a son üç yıldır bakıyordu.

WKYT‘nin haberine göre Rhorer, kardeşinin Baptist ve Kentucky Organ Donör İştirakleri (Koda) tarafından gerçekleştirilen ameliyatının tüm ayrıntılarını ancak Ocak ayında öğrenebildi. Habere göre, Koda‘nın eski bir çalışanı, Eylül ayında organ tedarik kuruluşlarını inceleyen bir oturum düzenleyen kongre komitesine bir mektup göndermeden önce kendisiyle temasa geçti.

Basında çıkan haberlere göre mektubun yazarı Hoover‘ın ameliyat masasında “debelenmeye” başladığını ve “gözle görülür bir şekilde ağlamaya” başladığını gördüğünü söyledi.

Rhorer tarafından WKYT aktarılan ifadelere yanıt olarak Baptist Health yaptığı açıklamada hasta güvenliğinin “en yüksek öncelikleri” olduğunu söyledi. Hastanenin açıklamasında, “Hastalarımızın organ bağışı konusundaki isteklerinin yerine getirilmesini sağlamak için hastalarımız ve aileleriyle yakın işbirliği içinde çalışıyoruz” denildi.

Koda, yaptığı açıklamada Hoover‘ın vakasının “doğru bir şekilde temsil edilmediğini”, kuruluşun hiçbir zaman canlı hastalardan organ toplamadığını ve hiç kimseye bunu yapması için baskı yapılmadığını savundu. Koda‘nın Mayıs ayında katıldığı Network for Hope kuruluşundan WKYT‘ye yapılan açıklamada, kendileri gibi grupların “hasta bakımına dahil olmadıkları… ölüm ilan etmedikleri… ve yalnızca bir hastanın bağımsız sağlık hizmeti sağlayıcısı ölüm ilan ettikten sonra organ bağışı kurtarma işlemine devam etme yetkisine sahip oldukları” belirtildi.

Bununla birlikte, WKYT, eyalet başsavcılığının yanı sıra organ tedarikinin denetlenmesine yardımcı olan federal bir kurumun Hoover‘ın davasını soruşturduğunu bildirdi.

Bazı gözlemcilerin Hoover‘ın davasının medyanın ilgisini çekmesinin, 100.000’den fazla kişinin bekleme listesinde olduğu bir organ nakli sistemine zarar verebileceğinden endişe ettiklerini belirtti. Bir tıp etiği profesörü, tüm göstergelerin Hoover‘ınki gibi vakaların genellikle “bir kereye mahsus olduğunu ve umarız bu vakaların tekrarlanmasını önlenebiliriz” dedi.

Ancak Rhorer, Hoover‘ın hikayesini kamuoyuna duyurma kararını savunarak, “başka bir aileye daha konuşma cesareti verebilirse ya da başka bir hayatı kurtarabilirse” paylaşmaya değer olacağını söyledi.

Rhorer, WKYT‘ye yaptığı açıklamada, “… ‘Hey, ben buradayım’ demek için girişimlerde bulundu, ancak bu biraz göz ardı edildi” dedi. “Sonunda prosedürü durdurdular çünkü çok fazla yaşam belirtisi gösteriyordu.

“Kalbimin derinliklerinde bir şeyler olduğunu biliyordum ama bunu Davut ve Golyat’a benzetiyordum. Ben kimim ki tıbbi sisteme karşı çıkayım?”

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…