Çin'de Çoğu İnsan Koronavirüse Hiç Maruz Kalmadı...
00:12:29
Çin’deki COVID-19 dalgası dünyaya yeni bir koronavirüs mutantı salabilir mi?..
Bilim insanları bunu bilmiyor ama olabileceğinden endişe ediyorlar. Şu anda orada dolaşan Omicron varyantlarına benzer olabilir. Suşların bir kombinasyonu olabilir. Ya da tamamen farklı bir şey olabileceğini söylüyorlar…
“Çin çok büyük bir nüfusa sahip ve bağışıklığı sınırlı. Bu da yeni bir varyantın patlamasını görebileceğimiz bir ortam gibi görünüyor" diyor Johns Hopkins Üniversitesi‘nde bulaşıcı hastalıklar uzmanı olan Dr. Stuart Campbell Ray.
Ohio Eyalet Üniversitesi‘nde virüsler üzerine çalışan Dr. Shan-Lu Liu, Çin’de bağışıklıktan kaçma konusunda son derece becerikli olan ve mevcut dalgalanmayı tetiklediğine inanılan BF.7 de dahil olmak üzere birçok mevcut Omicron varyantının tespit edildiğini söyledi.
Uzmanlar, Çin’deki gibi kısmen bağışık bir nüfusun virüs üzerinde değişim için özel bir baskı oluşturduğunu söylüyor. Ray virüsü “sahip olduğunuz becerilerden kaçmayı öğrenen ve bunları aşmak için uyum sağlayan" bir boksöre benzetti.
Yeni bir varyantın daha ciddi hastalıklara yol açıp açmayacağı büyük bir bilinmeyen. Uzmanlar, virüsün zaman içinde daha hafif hale gelmesi için doğal bir biyolojik neden olmadığını söylüyor.
Ray, “Dünyanın birçok yerinde son altı ila 12 ay içinde yaşadığımız hafifliğin çoğu, virüsün şiddetinin değişmesinden değil, aşılama veya enfeksiyon yoluyla biriken bağışıklıktan kaynaklanıyor" dedi.
Her yeni enfeksiyon, koronavirüsün mutasyona uğraması için bir şans sunuyor ve virüs Çin’de hızla yayılıyor. 1,4 milyarlık ülke “sıfır COVID" politikasını büyük ölçüde terk etti. Bildirilen genel aşılama oranları yüksek olsa da, özellikle yaşlı insanlar arasında rapel seviyeleri daha düşüktür. Yerli aşıların ciddi enfeksiyonlara karşı Batı yapımı mRNA versiyonlarından daha az etkili olduğu kanıtlanmıştır. Birçoğu bir yıldan daha uzun süre önce yapıldığı için bağışıklık azalmıştır.
Sonuç mu? Virüsün değişmesi için verimli bir zemin.
Ray, “Büyük enfeksiyon dalgaları gördüğümüzde, bunu genellikle yeni varyantların üretilmesi takip ediyor" dedi.
Yaklaşık üç yıl önce, koronavirüsün orijinal versiyonu Çin’den dünyanın geri kalanına yayıldı ve sonunda yerini Delta varyantına, ardından Omicron’a ve bugün dünyayı rahatsız etmeye devam eden torunlarına bıraktı.
Çin’de çoğu insan koronavirüse hiç maruz kalmamıştır. Çin’in aşıları, mRNA aşılarından daha az antikor üreten eski bir teknolojiye dayanıyor.
Bu gerçekler göz önüne alındığında, Hindistan’ın Vellore kentindeki Christian Medical College‘da virüsler üzerine çalışan Dr. Gagandeep Kang, virüsün aşılar çıktıktan sonra dünyanın geri kalanında olduğu gibi Çin’de de aynı evrim modelini izleyip izlemeyeceğinin görüleceğini söyledi. “Yoksa" diye sordu, “evrim modeli tamamen farklı mı olacak?"
Geçtiğimiz günlerde Dünya Sağlık Örgütü Çin’deki ciddi hastalık raporlarıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Pekin’in dışındaki Baoding ve Langfang şehirlerinde ağır vakalar artarken hastanelerde yoğun bakım yatakları ve personel kalmadı.
Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi‘nden Xu Wenbo Salı günü verdiği brifingde, Çin’in virüsü takip etme planının her eyaletteki üç şehir hastanesi etrafında yoğunlaştığını, burada her hafta çok hasta olan ve ölen tüm hastalardan örnek toplanacağını söyledi.
Çin’de tespit edilen 130 Omicron versiyonundan 50’sinin salgınlarla sonuçlandığını söyledi. Ülkenin, farklı türlerin nasıl geliştiğini ve halk sağlığı üzerindeki potansiyel etkilerini “gerçek zamanlı olarak izlemek için" ulusal bir genetik veri tabanı oluşturduğunu söyledi.
Ancak Massachusetts Üniversitesi Tıp Fakültesi‘nde virolog olan Jeremy Luban, bu noktada Çin’den gelen genetik viral dizileme hakkında sınırlı bilgi olduğunu söylüyor.
Luban, “Neler olup bittiğinin tamamını bilmiyoruz" dedi. Ancak açıkça görülüyor ki, “pandemi sona ermiş değil.“