10:52:55

Pentagon’un Aşı Karşıtı Psyopu, ABD’nin Yönlendirdiği Bir Başka Dezenformasyon Vakası mı?

Kampanya, yabancı ülkeleri hedef almak için sahte sosyal medya hesapları kullanarak Çin yapımı aşıların itibarını sarsmayı amaçlıyordu. Reuters‘in geçen hafta ortaya çıkardığına göre bir devlet kurumu, insanların dini inançlarıyla oynayarak koronavirüs aşısı hakkında tehlikeli söylentiler yayıyor ve kaos tohumları ekiyordu. Rusya mıydı? Çin mi? İran olabilir mi? Suçlunun eve daha yakın biri olduğu ortaya çıktı: ABD ordusu.

Reuters‘in haberine göre, hem Trump hem de Biden yönetimleri, yabancı ülkeleri hedef almak için sahte sosyal medya hesapları kullanarak Çin yapımı aşıları itibarsızlaştırmayı amaçlayan bir psikolojik operasyona imza attı. Program, Facebook yöneticileri ve diğer ABD devlet kurumlarından yetkililerin içerikle ilgili endişelerini dile getirmelerinin ardından 2021’in sonlarında sona erdi.

Washington’un sahte çevrimiçi hesaplar aracılığıyla tehlikeli söylentiler ve düpedüz yalanlar yaydığı tek zaman bu değil. Aşı karşıtı kampanya, son birkaç yıldır ifşa edilen bir dizi Amerikan yanlısı dezenformasyon kampanyasının sonuncusu. ABD hükûmeti “komplo teorilerini güçlendirmek" için “sahte ya da yanıltıcı kişiliklerin" kullanılması konusunda uyarıda bulunurken, aynı taktikleri Çin, Rusya ve İran’a karşı güvensizlik tohumları ekmek için de kullanıyor.

Örneğin ABD ordusunun 2023 strateji belgesi, ABD güçlerini “modern bir toplumun temelini oluşturan sosyal sistemleri ve teknik bağlantıları etkileyerek ve bozarak düşmanın gerçeklik algısını manipüle etmek için bilgiyi silahlandırmaya" çağırıyor. Dezenformasyon, yanlış bilgilendirme ve propaganda, hasmın toplumunda iç birliğini kademeli olarak bozan, hükûmetine ve kurumlarına olan toplumsal güveni zayıflatan ve uluslararası itibarını azaltan bir olaylar zincirini tetikleyebilir."

Belgede bu tür bir kaosun “Düşmanların ABD eylemlerine karşı çıkmasını önlemek ya da silahlı çatışma durumunda ABD ortak kuvvetlerini daha iyi konumlandırmak için" bir fırsat olduğu belirtiliyor.

Ancak aşı karşıtı kampanya konusu nedeniyle öne çıkmaktadır. ABD hükûmeti uzun zamandır “aşı tereddütleri" ve insanların kendi ülkelerindeki tıbbi otoritelere olan güvensizliği konusunda endişeliydi. Ancak, sanki yabancıların pandemiye tepkileri Amerika’yı etkilemeyecekmiş gibi, aşı tereddütlerini teşvik ettiler ve yurtdışındaki tıbbi otoriteler hakkında şüphe tohumları ektiler.

“ÇİN’İN SAĞLIK MALZEMELERİNE GERÇEKTEN GÜVENMEMELİYİZ. Her şey sahte! Yüz maskesi, KKD ve test kitleri. Aşılarının sahte olma ihtimali var" diyen ABD ordusu destekli bir Twitter hesabı, Filipinli bir erkek gibi davrandı. “COVID Çin’den geldi. Ya aşıları tehlikeliyse?"

Bir başka sahte Filipinli hesap ise aşının fare zehri içerdiğini ima etti. Kampanya aynı zamanda İslami kitleleri de hedef alarak Çin aşılarının Müslümanlar tarafından kirli kabul edilen domuz etinden yapıldığını iddia etti. Bu kesinlikle doğru değil: Çinli ilaç şirketi Sinovac, koronavirüs aşısının “domuz materyali içermediğini" söylüyor.

“Reuters’a konuşan üst düzey bir askeri yetkili, “Biz olaya halk sağlığı açısından bakmıyorduk. “Çin’i nasıl çamura sürükleyebileceğimize bakıyorduk."

Aşılar, ABD ve Çin’in aşı geliştirme programlarını hızlandırdığı Mayıs 2020’de siyasi bir mesele haline geldi. O ay, ABD Başkanı Donald Trump “Önce Amerika" aşı geliştirme programını açıklarken, Çin lideri Xi Jinping Çin’in aşıyı “küresel bir kamu malı" olarak ele alacağını söyledi.

Her iki yaklaşımın da ne gibi faydaları olursa olsun, diğer ülkeler açıkça vatandaşlarını daha hızlı aşılayacak olan programla ilgilenmeyi tercih etti ve bu da Çin’e yurtdışında iyi niyet kazanma fırsatı verdi. ABD ordusu özellikle ABD müttefiki Filipinler’in Çin’den aşı istemesi ve Pekin’e karşı tavrını yumuşatma sözü vermesi üzerine alarma geçti.

Psikolojik operasyona “doğrudan dahil olan" bir başka üst düzey ABD askeri kaynağı Reuters‘a “Aşıları ortaklarımızla paylaşma konusunda iyi bir iş çıkarmadık" dedi. “Bu yüzden bize kalan Çin’e gölge düşürmek oldu."

Bu ironik ortamda ABD hükûmetinin bir bölümü Amerikan vatandaşlarını aşı olmaya ikna etmek için uğraşırken – hatta sosyal medya şirketlerine aşılarla ilgili “yanlış bilgileri" engellemeleri için baskı yaparken – diğer bir bölümü de aynı sosyal medya platformlarını aşı olmayı caydırıcı yalanlar yaymak için kullanıyordu.

Sonunda bu durumun Biden yönetiminin Ulusal Güvenlik Konseyi için çok fazla ileri gitmek  olduğu düşünüldü ve orduya durma emri verildi. Reuters‘a konuşan bir yetkili, aşı karşıtı kampanyanın durdurulmasının ardından, ABD ordusu içinde yapılan bir soruşturmada, kabul edilebilir olmaktan “çok çok uzak" başka psikolojik operasyonların da ortaya çıkarıldığını söyledi.

Ağustos 2022’de ABD ordusu tarafından yönetildiğine inanılan sahte hesaplardan oluşan bir ağ kapatıldı. Bu hesaplardan bazıları İranlı doktorların Afgan mültecilerin organlarını çaldığı söylentisini de yayıyordu.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…