"Amacım Onlardan Kurtulmak Değil, Sadece Onlarla İyi Geçinmekti...”
11:20:59
Yeni Psikiyatrik Teknik Şizofrenlerin Kafalarındaki Seslerle Diyaloğa Girmelerini Sağlıyor
Araştırmacılar psikoz tedavisinde yeni ve dahiyane bir yaklaşım geliştirdiler: Kişinin kafasındaki çoğu zaman rahatsız edici sesler için bir “avatar” yaratmak ve onlarla gerçek, yaşayan insanlarmış gibi konuşmak…
Bu sözde “avatar terapisinin” gücünü gösteren çok sayıda klinik çalışma yapıldı. Nature Medicine dergisinde yayımlanan yeni bir makale, işitsel halüsinasyonlardan muzdarip insanların kafalarının içindeki karanlık güçlere ses ve yüz vermenin umut verici bir tedavi stratejisi olabileceğini gösteriyor.
Bir video oyunundaki karakteri kişiselleştirmek gibi, bu deneysel tedaviden geçen insanlar da duydukları seslere benzeyen veya onları sembolize eden dijital avatarlar yaratıyor. Bazı insanlar zalim otorite figürleri tarafından azarlanırken bazıları da şeytanlar tarafından tehdit ediliyor -ve bir ekranda dışsallaştırılmış bir avatar yaratarak ve bir terapistin söyledikleri şeyleri simüle etmesini sağlayarak, bu zulmeden sesler genellikle kontrol edilebilir.
Bu, zaman zaman umut verici sonuçlar doğuran aldatıcı derecede basit bir şemadır. Bu dijital destekli müdahaleler, kafalarının içinde sesler duyan insanların daha sakin ve daha az intihara meyilli hissetmelerine yardımcı olmakla kalmıyor -şizofreni ve psikozda yaygın bir komorbidite- bazı durumlarda seslerin tamamen kaybolmasını bile sağlıyor.
İlk olarak 2021 yılında ölen şizofreni uzmanı ünlü İngiliz psikiyatrist Julian Leff tarafından kavramsallaştırılan terapinin adı görünüşe göre biraz yanlış bir isim.
Avustralya’nın Melbourne kentindeki Voices kliniğinin direktörü ve bu ülkedeki avatar terapisi denemesinin baş araştırmacısı Neil Thomas, “Buna avatar terapisi deniyor ve kulağa öncelikle görsel temsil ile ilgili gibi geliyor, ancak herkesin sesiyle uyumlu mevcut bir görüntüsü yok” dedi. “İşitsel dönüşümün özellikle güçlü olduğunu düşünüyorum.”
İngiltere’deki Avatar 2 denemesinin katılımcılarından biri olan ve terapiye kayıt olmadan önce 40 yıldan uzun bir süredir sesler duyduğunu söyleyen Claire için de durum kesinlikle böyleydi.
İstismara uğramış bir çocuk olan Claire, duyduğu ilk sesin 10 yaşındayken kendisine pencereden atlamasını söyleyen bir erkek sesi olduğunu söyledi. Onlarca yıl ve birçok intihar girişimi ve hastaneye yatıştan sonra avatar terapisi görmeye başladı.
Tedavinin psikozunu daha da kötüleştirebileceğinden endişe etmesine rağmen, kendisine ayrılan 12 seansın dördünde seslerin tamamen yok olduğunu gördü.
Claire gazeteye verdiği demeçte “Amacım onlardan kurtulmak değil, sadece onlarla iyi geçinmekti” dedi. “Bırakmak istediğimden tam olarak emin değildim. Daha önce hiç tek başıma kalmamıştım. Her ne kadar istismar edici olsa da, bu yine de bir ilişki.”
Birleşik Krallık, Avustralya ve Danimarka’daki araştırmacılar tedaviye ilişkin araştırmalarını sürdürürken, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki insanlar bunun dışında kalmış gibi görünüyor.