00:46:09

Çalışma: Sperm sayısı dünya çapında hızla azalıyor…

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, dünya genelinde erkekler arasında sperma sayısı son 40 yılda yarıya düştükten sonra hızla azalıyor ve bu düşüşün durdurulması için harekete geçilmesi çağrısında bulunuluyor.

İsrailli epidemiyolog Hagai Levine tarafından yönetilen çalışma, sadece Kuzey Amerika, Avrupa, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı kapsadığı için eleştiri konusu olan 2017 araştırmasını güncelliyor.

Yeni çalışma, 53 ülkede 223 çalışma üzerinden toplanan 57.000’den fazla erkekten elde edilen verileri içeriyor ve bu konuda şimdiye kadar yapılmış en büyük meta-analiz olma özelliğini taşıyor.

Eklenen yeni ülkelerle birlikte, sperm sayısının son kırk yılda yarı yarıya azaldığı yönündeki 2017 bulgusu doğrulanmıştır.

Yeni çalışmaya göre, 1973 ile 2018 yılları arasında kısır olduğu bilinmeyen erkeklerde sperm konsantrasyonu yüzde 51’den fazla düşerek, meninin milimetresi başına 101,2 milyon spermden 49 milyona gerilemiştir.

Human Reproduction Update dergisinde yayımlanan çalışmada, “Dahası, veriler dünya çapındaki bu düşüşün 21. yüzyılda hızlanarak devam ettiğini göstermektedir" denildi.

Araştırmaya göre sperm sayısı yılda yaklaşık yüzde 1,1 oranında düşüyor.

“Erkek üreme sağlığının daha fazla bozulmasını önlemek için" acilen daha fazla eylem ve araştırmaya ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

Sperm sayısı doğurganlığı etkileyen tek faktör değildir – çalışmada ölçülmeyen sperm hareketinin hızı da önemli bir rol oynamaktadır.

Ve 49 milyonluk düşük sperm konsantrasyonu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “normal" olarak kabul edilen aralığın – mililitrede 15 milyon ila 200 milyon sperm – hâlâ oldukça üzerindedir.

İskoçya’daki Dundee Üniversitesi‘nde üreme tıbbı uzmanı olan ve çalışmaya katılmayan Sarah Martins da Silva, sperm sayısındaki düşüş oranının 2000 yılından bu yana iki katına çıktığını gösterdiğini söyledi.

“Ve bunun nedenini gerçekten bilmiyoruz" diye ekledi.

“Kirlilik, plastik, sigara, uyuşturucu ve reçeteli ilaçların yanı sıra obezite ve kötü beslenme gibi yaşam tarzına maruz kalmanın, etkileri tam olarak anlaşılmamış ve tanımlanmamış olsa da, katkıda bulunan faktörler olduğu öne sürülmüştür."

Diğer uzmanlar ise yeni çalışmanın 2017 araştırması hakkındaki kuşkularını gidermediğini söyledi.

Birleşik Krallık Sheffield Üniversitesi‘nden Allan Pacey yaptığı açıklamada, “Analizin dayandığı, özellikle uzak geçmişte yayımlanan makalelerdeki verilerin kalitesi konusunda endişelerim devam ediyor" dedi.

Pacey, “çok zarif meta-analizi" selamlarken, sperm sayma gibi zor bir görevde “basitçe daha iyi hale geldiğimize" inandığını ve bunun da düşen oranları açıklayabileceğini söyledi.

Ancak Martins da Silva, çalışmanın sonuçlarına yönelik eleştirileri reddederek “sayıları ve tutarlı bulguları görmezden gelmenin zor olduğunu" söyledi.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…