Tazmanya Kaplanından Elde Edilen RNA Molekülleri...
08:52:07
İlk Kez Soyu Tükenmiş Bir Türden RNA Elde Edildi
Yeni bir çalışma, bir müze koleksiyonunda oda sıcaklığında muhafaza edilen bir Tazmanya kaplanı örneğinden bir asırdan daha eski RNA moleküllerinin izolasyonunu ve dizilenmesini gösteriyor…
Bu sayede ilk kez soyu tükenmiş bir türün deri ve iskelet kası transkriptomları yeniden yapılandırıldı. Araştırmacılar, bulgularının hem Tazmanya kaplanı hem de yünlü mamut dahil olmak üzere soyu tükenmiş türleri yeniden canlandırmaya yönelik uluslararası çabalar ve pandemik RNA virüslerini incelemek için önemli sonuçları olduğunu belirtiyor.
Thylacine olarak da bilinen Tazmanya kaplanı, bir zamanlar tüm Avustralya kıtasına ve Tazmanya adasına yayılmış olan olağanüstü bir apeks etobur keseliydi. Bu olağanüstü tür, Avrupa kolonizasyonundan sonra, tarımsal bir zararlı olarak ilan edildiğinde ve 1888’de öldürülen her yetişkin hayvan başına 1 sterlinlik bir ödül belirlendiğinde nihai ölümünü buldu. Bilinen son yaşayan Tazmanya kaplanı 1936 yılında Hobart, Tazmanya’daki Beaumaris Hayvanat Bahçesi‘nde esaret altında ölmüştür.
Tazmanya’daki doğal yaşam alanı hala büyük ölçüde korunduğundan ve yeniden üretilmesi, nihai yok oluşundan sonra kaybolan geçmiş ekosistem dengelerinin geri kazanılmasına yardımcı olabileceğinden, soyunun tükenmesini önleme konusundaki son çabalar Tazmanya kaplanına odaklanmıştır. Ancak, yaşayan işlevsel bir Tazmanya kaplanını yeniden inşa etmek sadece genomu (DNA) hakkında değil, aynı zamanda dokuya özgü gen ifade dinamikleri ve gen düzenlemesinin nasıl işlediği hakkında da kapsamlı bir bilgi gerektiriyor ki bu da ancak transkriptomunu (RNA) inceleyerek elde edilebilir.
İsveç Doğa Tarihi Müzesi ve Stockholm Üniversitesi‘nin ortak girişimi olan Paleogenetik Merkezi ile işbirliği içinde SciLifeLab araştırmacıları tarafından yakın zamanda Genome Research dergisinde yayımlanan bir çalışmanın başyazarı Emilio Mármol, “Tazmanya kaplanını veya yünlü mamutu yeniden canlandırmak önemsiz bir iş değil ve bu tür ünlü türlerin hem genomu hem de transkriptom düzenlemesi hakkında derin bir bilgi gerektirecek, bu da ancak şimdi ortaya çıkmaya başlayan bir şey" diyor.
Tazmanya kaplanından elde edilen RNA molekülleri
Bu çalışmanın arkasındaki araştırmacılar, Stockholm’deki İsveç Doğa Tarihi Müzesi‘nde oda sıcaklığında muhafaza edilen 130 yıllık kurumuş bir Tazmanya kaplanı örneğinin deri ve iskelet kası dokularının transkriptomunu ilk kez diziledi. Bu, yaşayan keseli ve plasental memelilerdekilere benzeyen dokuya özgü gen ekspresyon imzalarının tanımlanmasını sağladı.
Elde edilen transkriptomlar o kadar iyi kalitedeydi ki, kas ve deriye özgü protein kodlayan RNA’ları tanımlamak mümkün oldu ve daha sonra MirGeneDB önerilerini izleyerek eksik ribozomal RNA ve mikroRNA genlerinin ek açıklamasına yol açtı.
Stockholm Üniversitesi Wenner-Gren Enstitüsü Moleküler Biyobilimler Bölümü ve SciLifeLab‘da Doçent olan Marc R. Friedländer, “İlk kez, mikroRNA’lar gibi, bir yüzyıldan daha uzun bir süre önce soyu tükenmiş olan thylacine’e özgü düzenleyici genlerin varlığına dair bir fikir edindik" diyor.
Bu öncü çalışma, dünyanın dört bir yanındaki müzelerde saklanan ve RNA moleküllerinin ortaya çıkarılmayı ve dizilenmeyi bekleyebileceği geniş numune ve doku koleksiyonlarının keşfedilmesi için yeni heyecan verici fırsatların ve sonuçların önünü açıyor.
Stockholm Üniversitesi ve Paleogenetik Merkezi‘nde evrimsel genomik profesörü olan Love Dalén, “Gelecekte, sadece soyu tükenmiş hayvanlardan değil, aynı zamanda SARS-CoV2 gibi RNA virüs genomlarını ve bunların evrimsel öncüllerini yarasaların derilerinden ve müze koleksiyonlarında tutulan diğer konakçı organizmalardan kurtarabiliriz" diyor.
Çalışmanın yazarları, paleogenetikte DNA’nın ötesinde yeni bir çağa doğru hem genomikleri hem de transkriptomikleri entegre eden gelecekteki bütünsel araştırma gelişmeleri için heyecan duyduklarını söylüyorlar.