e-BİLGİ

Tavandaki Kan İzleri

tavandaki-kan-izleri

İntiharların Gerçekleştiği Kale Ayakta Kaldı...

14:30:24

Fushimi’nin Büyük Bir Kısmı Yangında Kül Oldu…

İnsan faaliyetlerinin izlerini taşıyan tarihi eserlerin heyecan verici bir yanı vardır. Bir zanaatkârın 3.000 yıllık bir tuğladaki parmak izleri. Bir duvar kalıntısına kazınmış antik grafitiler. Bu gibi belirsiz ve sıklıkla gözden kaçan işaretler, tarihi en büyük kalelerin ve sarayların yapamayacağı şekilde gerçek kılar…

Geçmişle kurulan bu somut bağ, meraklılarını turistik yolların çok dışındaki bir grup Kyoto tapınağına çekmektedir. Nanzen-ji, Chion-in ve Kinkaku-ji gibi daha iyi bilinen tapınakların büyüklüğü ve ihtişamı yanında cüce kalan mütevazı yerlerdir. Ancak her biri çok özel bir şey sunuyor: yüzyıllar öncesinden samurayların kanıyla boyanmış bir chi tenjo ya da “kanlı tavan“.

Kanın bu tavanlara nasıl bulaştığını sorabilirsiniz. Hikaye, Toyotomi Hideyoshi‘nin 1598’de Kyoto’da ölümünün ardından Japonya’yı saran iktidar mücadelesine kadar uzanıyor. Hideyoshi‘nin beş yaşındaki oğlu ve varisi Hideyori‘ye bağlılık yemini eden naipler iki yıl boyunca huzursuz bir ateşkes gözlemlediler. Sonra, 1600’de, işler dağılmaya başladı. Temmuz ayında, naiplerin en güçlüsü Tokugawa Ieyasu kuzeydeki bir isyanı bastırmak için uzaktayken, rakibi Ishida Mitsunari 40.000 askeriyle birlikte Tokugawa‘nın genç Hideyori‘yi korumak ve kontrol etmek için üs haline getirdiği Kyoto’nun hemen güneyindeki Fushimi Kalesi’ni kuşattı. Ishida, içeride sıkışıp kalan 1.800 kişilik Tokugawa garnizonunun teslim olmasını talep etti. Garnizon komutanı Torii Mototada bunu reddetti.

Sonraki iki hafta boyunca şiddetli bir savaş yürütüldü, sonunda Fushimi‘nin savunması aşıldı ve kale ateşe verildi. Mototada‘nın kendisi de saldıran kuvvetlerin komutanı tarafından öldürüldü. Onun örneğini takip etmek isteyen garnizonundan sağ kalan 380 küsur kişi bunun üzerine seppuku yaparak karınlarını deşti ve kalenin zeminini kanlarıyla lekeledi.

Fushimi‘nin büyük bir kısmı yangında kül olsa da, intiharların gerçekleştiği kale ayakta kaldı. Tokugawa takip eden iç savaştan galip çıkıp kendi adını taşıyan şogunluğu kurduktan sonra yapı söküldü ve kan lekeli tahtalar dikkatle saklandı. Daha sonra, çoğu Kyoto bölgesinde olmak üzere yedi tapınağa dağıtıldı ve buralarda yenileme çalışmalarında kullanıldı. Kutsal nitelikleri nedeniyle tahtalar üzerine basılacak zeminler yapmak için yeniden kullanılmadı. Bunun yerine, hürmet ve merakla bakılmak üzere chi tenjo, yani kanlı tavanlara dahil edildiler.

Kyoto’daki zamanınız kısıtlıysa, bir kan tavanı görmek için en uygun yer Kyoto İstasyonu’ndan doğuya doğru 20 dakikalık yürüme mesafesindeki Yogen-in Tapınağı‘dır. Ne yazık ki, iç mekânın yeterince aydınlatılmamış olması, belirgin lekelerin görülmesini zorlaştırmaktadır. Daha iyi bir seçenek ise şehrin kuzeybatısındaki Genko-an Tapınağı‘dır. Buradaki kanlı tavan, güneş ışığında altın renginde parlayan ve tahtaları açıkça ortaya çıkaran kağıt shoji kapılarla kaplı bir salondadır. İçeri adım atıldığında ilk izlenim sadece eski ahşap ve anlamsız kahverengi lekelerdir. Ama yakından bakın. Bir el izi var. Ve yerde sürüklenen parmaklar – belki de acı çeken bir samuray tarafından? Ve mükemmel korunmuş bir ayak izi. Ertesi sabah cesetlerin arasına giren ve yerdeki kan izlerini takip etmekten kaçınamayan biri tarafından mı bırakılmış?

Ayrıca, her Ağustos ayında ateşe verilen dev Çince “büyük" karakterinin (dai) altında bir dağın yamacındaki ağaçların arasında kaybolan yakındaki Shoden-ji Tapınağı da mükemmel bir manzara sunmaktadır. Buradaki kanlı tavan, yemyeşil adaları andıracak şekilde kesilmiş beyaz çakıl ve çalılardan oluşan bir Zen bahçesine bakan bir koridorda yer almaktadır. Genko-an’da olduğu gibi, burası genellikle ıssızdır ve ziyaretçiyi çeşitli işaretlerin ne anlama gelebileceğini çözmesi için rahatsız edilmeden bırakır.

Eğer vaktiniz varsa, kanlı tavanı görmek için en güzel seçeneklerden biri Kyoto İstasyonu’ndan kuzeye doğru bir saatlik otobüs yolculuğu mesafesindeki Ohara köyünde bulunan Hosen-in Tapınağı‘dır. Ziyaretçiler 800 Yen’lik giriş ücreti karşılığında bir fincan yeşil çay ve azuki fasulyesi ezmeli kek ile üç tarafı bahçeye açılan, köşe direklerinin bir resim gibi bütünü çerçevelediği tatami örtülü bir odada ağırlanmaktadır. Buradaki kanlı tavan daha hassas bir şekilde gölgelendirilmiş ancak belki de en akılda kalıcı izlenimi taşıyor: söylendiğine göre bir samurayın kendi kan havuzuna yığıldıktan sonraki yüzünün görüntüsü.

Dehşet verici mi? Kesinlikle korkunç. Ancak Kyoto’nun kan tavanlarını bu kadar özel kılan da budur. Eskimiş kahverengi işaretlerinde insan geçmişle, dört yüzyıl öncesinin gerçek hareketleri ve duygularıyla yüz yüze geliyor. Tarih bundan daha gerçek olamaz.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…
Etiketler: , ,