Bazı Bitkiler Üzerinde Olumlu Etkilere Sahip Olabilir...
12:45:01
Şifalı Bitkilerin Yok Olması İlaç Gelişimini Nasıl Etkileyecek?
İklim değişikliğinden şifalı bitkilerin 5.000 yıllık mirasını ve milyarlarca dolarlık piyasa değerini koruyabilir miyiz? Şifalı bitkiler, uzun zamandır sağlık sistemlerinin ve ilaç geliştirme süreçlerinin temelini oluşturuyor. Bu bitkilerin kullanımına dair kanıtlar, 5.000 yıl öncesine ait Sümer tabletlerine kadar uzanıyor. Günümüzde ise tıbbi bitkilerin piyasa değeri 2023 yılında 300 milyar doları aştı, bu da önemini koruduğunu gösteriyor…
Ancak iklim değişikliği, bu kaynaklar üzerinde önemli tehditler oluşturuyor ve ilaç üretimi ile sağlık üzerindeki etkilerine dair endişeleri artırıyor. Bu şifa kaynaklarının kaybı nasıl sonuçlara yol açacak? Uyarlanabilir miyiz ya da alternatifler bulabilir miyiz? Bu değişim, ilaç üretiminin maliyeti ve sürdürülebilirliği üzerinde nasıl bir etki yaratacak?
Standart ilaç keşif süreçleri, türlerin toplanması, kimyasal ayrıştırma ve biyolojik testleri içerir. Taxus brevifolia ağacından elde edilen ve yumurtalık ve meme kanseri tedavisinde kullanılan Paklitaksel, Silybum marianum’dan elde edilen ve karaciğer rahatsızlıklarında kullanılan Silimarin ve sıtma tedavisinde önemli bir bileşen olan kınakına ağacından elde edilen Kinin gibi örnekler öne çıkmaktadır.
Amerikan Kanser Derneği, 2024’te yaklaşık 310.000 yeni invaziv meme kanseri vakası öngörüyor; bu da Paklitaksel’in önemini vurguluyor. Küresel Silimarin pazarının 2028 yılına kadar 110,7 milyon dolara ulaşması bekleniyor. DSÖ’ye göre, farmasötik ürünlerin yaklaşık %40’ı doğal kaynaklara dayanıyor ve dünya çapında insanların %70’i geleneksel ilaçlara güveniyor.
İklim Değişikliğinin Tehditleri
Dünya genelinde tıbbi amaçlarla yaklaşık 50.000-80.000 bitki türünün kullanımı, bu bitkilerin önemini ortaya koyuyor. 2023 yılının Aralık ayında yapılan bir çalışma, her yıl beş milyon metrik tondan fazla tıbbi bitkinin toplandığını bildirdi. İklim değişikliği, sıcaklık dalgalanmaları, toprak yapısındaki değişiklikler ve aşırı hava olayları yoluyla bitki habitatlarını bozuyor ve tıbbi özelliklerini etkileyebiliyor. Haziran 2024’te yapılan bir çalışmada iklim değişikliğinin, şifalı bitkilere artan talep ile birleştiğinde bu kaynaklara ek baskı yarattığına dikkat çekildi.
CSIR-Himalaya Biyolojik Kaynak Teknolojisi Enstitüsü Biyoteknoloji Bölümü’nden çalışmanın baş yazarı Tanvi Sharma, iklim değişikliğinden dolayı endemik ve tıbbi bitkilerin kaybolma riskinin büyük bir endişe kaynağı olduğunu belirtti. “Doğal popülasyonlardaki uyum süreci çok daha uzun sürebilir,” diye ekledi.
Bitki Büyümesi ve Biyoaktif Bileşikler Üzerindeki Etkisi
Senckenberg Araştırma Enstitüsü ve Doğa Tarihi Müzesi’nden Dr. Spyros Theodoridis, iklim değişikliğinin bitkilerin büyümesini ve üremesini sınırlayarak daha dayanıklı türlerle rekabete girmesine ve biyoaktif bileşik üretiminde değişikliklere yol açtığını belirtti.
İlaç Sektörü İklim Değişikliğine Hazır mı?
İlaç geliştirme maliyetleri halihazırda 300 milyon ile 4 milyar dolar arasında değişiyor. Tıbbi bitkilerin yok olma ihtimali, gelecek ilaçların kaybına neden olabilir; biyolojik çeşitlilik kaybı nedeniyle her iki yılda bir önemli bir ilacın kaybolabileceği tahmin ediliyor. 2021’de yapılan bir Kanada çalışması, ticari ürünler için 1.445 tıbbi bitki türünün toplandığını, bunların 1.217’sinin yerli türler olduğunu ve sektörün iklim etkilerine hazır olup olmadığına dair soru işaretleri doğurduğunu gösterdi.
Geleneksel Çin Tıbbı (TCM)
Geleneksel Çin Tıbbı (TCM), ilaç keşfi için değerli bir kaynak olmaya devam ediyor. 1999 ile 2021 arasında TCM’yi içeren 3.000’den fazla klinik çalışma yapıldı. Feverfew (Tanacetum parthenium) bitkisinden elde edilen ACT001, kanser tedavisinde potansiyel taşıdığı için FDA tarafından yetim ilaç olarak onaylanmıştır.
Şifalı Bitkiler İçin İki Ucu Keskin Kılıç
İklim değişikliği, bazı bitkiler üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir, örneğin büyüme alanlarının genişlemesi veya farmakolojik özellikler için önemli olan ikincil metabolitlerin üretiminde artış gibi. CRISPR/Cas gibi teknolojik gelişmeler, ikincil metabolit üretimini artırma potansiyeli sunar. Ancak, bu etkilerin belirli bitki türlerine ve çevre koşullarına bağlı olması nedeniyle genel etki hala küresel biyolojik çeşitlilik için büyük ölçüde olumsuz olacağı tahmin ediliyor.
Sonuç: Önleyici Tedbirlerin Önemi
İlaç endüstrisi ve halk sağlığı büyük zorluklarla karşı karşıya. Biyolojik çeşitlilik kaybı, doğal bileşiklerin kullanılabilirliğini sınırlayabilir; bu nedenle bu değerli kaynakları ve küresel sağlığa katkılarını korumak için acil eylem gereklidir.