Işık Kirliliği...
08:18:18
Eğer Kendinizi Gece Gökyüzünde Yıldızları Görememenin Yasını Tutarken Bulduysanız, Yalnız Değilsiniz.
Flatiron Enstitüsü astrofizikçisi Paul Sutter’ın Space.com için yazdığı gibi, bu duygu o kadar yaygın ki gökbilimciler bunun için bir isim buldular.
Haziran ayında Science dergisinde yayınlanan ve henüz hakem denetiminden geçmemiş bir makalede ve bir mektupta sunulan bu terim, “gökyüzü kederi “nin farklı bir biçimini ya da kentsel ortamlarda yaşayan insanların nadiren görebildiği yıldızların ve takımyıldızların gece vakti dağılması karşısında duyulan derin bir kayıp hissini temsil ediyor…
Gökbilimciler bu fenomene “noktalji" adını verdiler.
Noctalgiacore
Yıldızlar kırsal ve seyrek nüfuslu bölgelerde hâlâ görülebiliyor olsa da, şehirlerde ya da yakınlarında yaşayanlar gökyüzünün en parlak yıldızlarını bile görmekte zorlanıyor. Bilim insanları Haziran ayında yaptıkları farklı bir çalışmada, Dünya’nın gökyüzünün 2011’den bu yana her yıl ortalama yüzde 9,6 oranında daha parlak hale geldiğini bildirdi.
Terimin orijinal mucitleri, LED ışıkların ortaya çıkmasıyla çok daha kötü hale gelen bu aşırı ışığın insan yaşamının ve toplumun çeşitli yönlerini etkilediğini savunuyor.
İnsanlar ve hayvanlar yerleşik sirkadiyen ritimleri ya da Dünya’nın 24 saatlik döngüsünü takip eden bir iç sistemi takip eder ve araştırmalar ışık kirliliğinin bu doğal döngüleri bozabileceğini göstermiştir.
Işık kirliliği, ışığa bağlı bu düzenleri karıştırarak bazı hayvanları yırtıcılara karşı özellikle savunmasız hale getirmekte veya tam tersine yırtıcıları avlanamaz hale getirmektedir. Bu fenomenin başka yerlerde de üreme ve göç düzenlerini engellediği bilinmektedir.
Fizyolojik etkiler bir yana, gökbilimciler bu fenomenin kültürel bir kaybı temsil ettiğini de savunuyor. Sonuçta, insan toplumları uzun zamandır doğal ışık döngüleri etrafında inşa edilmiş ve üzerimizdeki göksel alem binlerce yıldır mitoloji, din ve merak kaynağı olmuştur. Görünür bir dayanak noktası olarak gece gökyüzü olmadan, kesinlikle sormaya değer: Biz kimiz?
Araştırmacılar Haziran ayında ArXiv‘e sundukları makalede, noktaljinin “sadece çevre kaybından çok daha fazlasını temsil ettiğini" belirterek, “mirasın, yer temelli dilin, kimliğin, hikaye anlatımının, binlerce yıllık gökyüzü geleneklerinin ve ev dediğimiz yerin ekolojik bütünlüğüne dayanan geleneksel uygulamaları yürütme becerimizin kaybına tanık oluyoruz" diye eklediler.