
Kendi Ayaklarına Ateş Etmeye Kararlılar...
07:34:33
Meta Artık Kullanıcıların Eşcinsel ve Trans Bireylerin ‘Akıl Hastası’ Olduğunu Söylemesine İzin Veriyor
Meta, içerik moderasyonuna yönelik yaklaşımının kapsamlı bir revizyonunun bir parçası olarak Salı günü “Nefret İçeren Davranış” politikasında bir dizi değişiklik yaptı. Meta, içerik denetleme politikalarında, doğruluk kontrol ortaklıklarını sona erdirmek ve şirketin sık sık siyasi söylem ve tartışma konusu olarak tanımladığı “göçmenlik, cinsel kimlik ve cinsiyet gibi konular” hakkındaki konuşmalara yönelik kısıtlamalardan “kurtulmak” da dahil olmak üzere bir dizi önemli güncelleme duyurdu…
Meta‘nın yeni atanan küresel ilişkiler müdürü Joel Kaplan, değişiklikleri özetleyen bir blog yazısında “Bazı şeylerin televizyonda ya da Kongre kürsüsünde söylenebilmesi ama bizim platformlarımızda söylenememesi doğru değil” diye yazdı.
Meta CEO’su Mark Zuckerberg de bu yazıya eşlik eden bir videoda şirketin bu alanlardaki mevcut kurallarını “ana akım söylemin dışında” olarak tanımladı.
Bu duyuruya paralel olarak şirket, Instagram, Threads ve Facebook dahil olmak üzere Meta‘nın platformlarında ne tür içeriklerin yasak olduğunu belirleyen kapsamlı bir kurallar dizisi olan Topluluk Kuralları‘nda bir dizi güncelleme yaptı. En çarpıcı değişikliklerden bazıları Meta’nın göçmenlik ve cinsiyet tartışmalarını kapsayan “Nefret İçerikli Davranış” politikasında yapıldı.
Kayda değer bir değişiklikle şirket artık “transseksüellik ve eşcinsellikle ilgili siyasi ve dini söylemler ve ‘tuhaf’ gibi kelimelerin ciddi olmayan yaygın kullanımı göz önüne alındığında, cinsiyet veya cinsel yönelime dayandığında akıl hastalığı veya anormallik iddialarına” izin verdiğini söylüyor.
Başka bir deyişle, Meta artık kullanıcıların transseksüel veya eşcinsel kişileri cinsiyet ifadeleri ve cinsel yönelimleri nedeniyle akıl hastası olmakla suçlamalarına izin veriyor gibi görünüyor. Şirket politika ile ilgili açıklama taleplerine yanıt vermiyor.
Meta sözcüsü Corey Chambliss, bu kısıtlamaların küresel olarak gevşetileceğini söyledi. Şirketin nefret söylemini düzenleyen katı düzenlemelere sahip ülkelerde farklı politikalar benimseyip benimsemeyeceği sorulduğunda Chambliss, Meta‘nın yerel yasaları ele almak için mevcut yönergelerine işaret etti.
Meta‘nın Nefret Davranışı politikasında yapılan diğer önemli değişiklikler şunlardır:
İnsanları ırk, etnik köken ve cinsiyet kimliğini de içeren “korunan özellikleri” temelinde hedef alan içeriklerin “koronavirüse sahip oldukları veya yaydıkları iddiaları” ile birleştirilmesini yasaklayan dilin kaldırılması. Bu hüküm olmadan, örneğin Çinlileri Covid-19 salgınının sorumluluğunu taşımakla suçlamak artık sınırlar dahilinde olabilir.
Yeni bir ekleme, örneğin kadınların orduda görev yapmasına izin verilmemesi veya erkeklerin cinsiyetleri nedeniyle matematik öğretmelerine izin verilmemesi gerektiği hakkında paylaşım yapmak isteyen kişilere yer açıyor gibi görünüyor. Meta artık “askerlik, kolluk kuvvetleri ve öğretmenlik işlerinin cinsiyete dayalı olarak sınırlandırılmasını” savunan içeriklere izin veriyor. Aynı içerik dini inançlara dayandığında, cinsel yönelime dayalı aynı içeriğe de izin veriyoruz.”
Bir başka güncelleme, Meta‘nın sosyal dışlanma hakkındaki konuşmalarda nelere izin verdiğini detaylandırıyor. Artık “insanlar tuvaletlere, belirli okullara, belirli askeri, kolluk kuvvetleri veya öğretmenlik rollerine ve sağlık veya destek gruplarına erişim gibi genellikle cinsiyet veya toplumsal cinsiyetle sınırlandırılan alanlara erişimi tartışırken bazen cinsiyet veya toplumsal cinsiyeti dışlayıcı bir dil kullanıyor” deniyor. Daha önce bu istisna yalnızca sağlık ve destek gruplarının tek bir cinsiyetle sınırlı tutulmasına ilişkin tartışmalar için geçerliydi.
Meta‘nın Nefret İçerikli Davranış politikası daha önce nefret içerikli söylemlerin “çevrimdışı şiddeti teşvik edebileceğini” belirterek başlıyordu. Politikada 2019’dan beri yer alan bu cümle Salı günü yayımlanan güncellenmiş versiyondan çıkarıldı. (2018 yılında, insan hakları gruplarından gelen raporların ardından Meta, platformunun Myanmar’daki dini azınlıklara karşı şiddeti teşvik etmek için kullanıldığını kabul etmişti). Güncelleme, politikanın alt kısmına doğru “yakın şiddeti veya gözdağını teşvik edebilecek” içeriği yasaklayan dili koruyor.
Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…